top of page

İstanbul Sözleşmesi Neye Yarar?

Dünyada şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadınların sayısı kanser, sıtma, trafik kazası ve savaşlar nedeniyle ölen kadınlardan daha fazla.


Ağustos ayında 50 kadın erkekler tarafından öldürüldü, ancak içlerinden sadece Emine Bulut’un eski eşi Fedai Varan tarafından öldürülüşü, toplumsal infiale yol açtı. Her gün şiddet altında yaşamak zorunda bırakılıp, kurtuluş çareleri arayan milyonlarca kadın var.

Emine Bulut bu kadınlardan sadece biriydi. Olay anı görüntülerinin toplumda infial yaratmasından önce katille ilgili harekete geçilmediğini gördük. Emine Bulut, öldürülmesinden kısa süre önce eski eşi Fedai Varan tarafından kendisine gönderilen ölüm tehdidi mesajlarını göstererek emniyet güçlerinden destek istemiş. Kamu görevlileri, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı şiddet yasasının öngördüğü kadın beyanı esas ilkesine sadık kalarak ilgili maddeleri uygulamadığı için katil eski koca, öldürebildi Emine Bulut’u. Önleyici ve koruyucu tedbir kararlarını yasanın öngördüğü biçimde hayata geçirmeyen kolluk ve yargı, cinayetten sonra bile değil cinayetin sosyal medya aracılığıyla görünür kılınmasından sonra hızla harekete geçti.



Peki nedir Emine Bulut’un katledilmesiyle yeniden tartışılan İstanbul Sözleşmesi?


İstanbul’da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, uluslararası hukukta kadına yönelik şiddetle mücadele alanında en güncel, en yüksek standartları içeren ve en kapsamlı bağlayıcı metin.


İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor.


Sözleşme çerçevesinde ev içi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde anlaşılır. Dolayısıyla sözleşmeden faydalanmak için “aile” olmak, evlilik birliği içinde bulunmak ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmak gerekmez. Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler o denli önemlidir ki; silahlı çatışma durumlarında bile geçerliliğini korur ve Taraf Devletlerin bunu garanti altına alması gerekir.


Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yöneliktir. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorundadır. Ancak devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Sözleşme kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olarak kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca şiddetle ilgili fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti de içeren çok geniş bir tanım getiriyor. Zorla evlilikler, takip amaçlı taciz, kadın sünneti gibi konularda sorumluların cezalandırılmasını öngörüyor.


Sözleşme şiddete maruz bırakılan kadınların danışması için ülke çapında, 7/24 hizmet veren, ücretsiz ve gizlilik esasına dayalı çalışan telefon hatları kurulması yükümlülüğü getiriyor.


İlk olarak Türkiye’de özel olarak şiddete maruz bırakılan kadınlara hizmet vermek üzere oluşturulmuş bir telefon hattının bulunmadığını söyleyelim. Şiddete maruz bırakılan kadınların arayabileceği hat 183 çağrı merkezidir. Oysa İstanbul Sözleşmesine göre devlet Sözleşme kapsamındaki şiddet eylemlerinin gerçekleşmesine tanık olan ya da gerçekleşeceğinden şüphelenen herkesin bunu bildirmesini teşvik etmek yükümlülüğü altında.


Sözleşmeye göre şiddete maruz bırakılan kadınlar için yapılan sığınma evlerinin, yalnızca barınma hizmeti veren yerler değil; kadınların ihtiyaç duyduğu destekleri alabilecekleri, güçlenmelerine yardımcı olan, onlara kendi yaşamlarını yeniden kurabilecekleri öz güveni sağlayan yerler olmalısı gerekiyor. Bir devletteki sığınma evlerinin her 10 bin nüfusa bir aile yerine denk gelecek asgari sayıya ulaşması gerekiyor.

“Müslümanları güçlü ve dinamik tutan aile kurumunu çökertme planları yaptılar. Sağlam aile yapımızı bozarlarsa Türkiye’yi çökerteceklerini düşündüler.” sözleriyle gericilerin İstanbul Sözleşmesine neden karşı durduğunu anlamak zor değil. Kadını sadece aile ile düşünen, birey olarak kadının yeri olmadığını savunan, kadına eş seçme, boşanma hakkı tanımayan bu zihniyet aileyi dağıttığı gerekçesiyle tüm nefretini kustu İstanbul Sözleşmesi’ne. Oysa İstanbul Sözleşmesi uygulanacak ve denetlenecek olsa, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin azalacağı ortada. Ancak sayısız kanun, yasa, kararname ve sözleşmeler iş pratiğe dökülünce tamamen işlevsiz kalıyor.

Yani durum sandığımızdan köklü ve derin. Tek başına yasaların hiçbir hükmü yok. Katiller yalnızca koca, baba, ağabey, sevgili dersek yanılgıya düşeriz kuşkusuz. Sorun toplumsal bir sorun ve içinde yaşadığımız toplumsal koşullar yani sistem bu sorunu üretiyor.


Bu kabustan kurtulmanın yolu ne elektronik kelepçe ne panik butonu, ne aile bakanlığı, ne bir iki madde ve yasayı yenilemek, ne de sığınma evlerinin çoğaltılması (kadın sığıntı değil). Bu yalnızca şiddetin oranını düşürebilir, öteleyebilir. Ayrıca her infialde olduğu gibi linç ve hınç kültürüyle idam çığlıkları atanlar da kadına yönelik şiddetin kökeninde o linç kültürünün payını hesap etmeli. Kadını şiddetten korumakla yükümlü olan devlet, ancak toplumsal infial üzerine görevini hatırlıyor veya hızlanıyorsa asıl sorun burada demektir.


Evet sokakları boş bırakmayacağız. Evet yaşamak istiyoruz ve bunu her yerde haykıracağız. Bugün biz kadınların ölmemek için mücadelesi özgürlük mücadelemizin ne yazık ki bir parçası. Biz kadınlar özgürlüğümüz için mücadele ederken, aynı zamanda tüm eşitsizlik ve sömürü biçimlerini ortadan kaldırarak toplumu yeniden yapılandırmayı hedefleyen sınıf mücadelesinin bir parçası olduğumuzu akıldan çıkarmadan, kadınların toplumsal yaşamdakini yerini ve hatta, bizzat toplumsal yaşamın kurallarını değiştirmek için verilen mücadeleyi, cinsiyetçiliğin ve her türlü eşitsizliğin tamamen ortadan kalkabileceği koşulları oluşturacak olan sosyalizm mücadelesiyle birleştirmek zorundayız.


Av. Seher Dursun

Comments


EKA3-01.png

dünyaya başkaldırıyoruz!

© 2023 by RAFTER'S. Proudly created with Wix.com

bottom of page