Asla Yalnız Değiliz!
- Dünyaya Başkaldırıyoruz
- 25 Ara 2019
- 6 dakikada okunur

13 Aralık 2019 tarihinde davanın ilk duruşması Karşıyaka Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşma günü saat 12:30'da olayın yaşandığı Çiğli ilçesinde kadınlar bir araya gelerek mahkemeye çağrı yapmak amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında sık sık ''Kadın Cinayetleri Politiktir!'' , ''Asla Yalnız Yürümeyeceksin!'' , ''Jin Jiyan Azadi!'' , ''Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak!'' sloganları atıldı. Basın açıklaması son bulduktan sonra kadınlar mahkeme için Karşıyaka Adliye'sine doğru yola çıktı.
Saat 15:30 sıralarında başlayan duruşmayı çok sayıda kadın örgütleri ve basın emekçileri yakından takip etti.
Duruşmada tutuklu sanık Göksel Sağlam, katledilen kadınların ailesi, müşteki avukatlar hazır bulunurken CMK tarafından atanan sanık avukatı mazeret bildirerek katılmadı. Duruşma tarafların kimlik tespitlerinin yapılmasıyla başladı. Sanık avukatı hazır bulunmadığı için sanık ve katledilen kadınların ailesinin savunmaları bir sonraki celseye kaldı. Duruşmada söz alan müşteki avukatlar, mağdur çocukların sanığın önünde dinlenmesinin çocukların psikolojisi açısından sakıncalı olacağını, bu yüzden çocukların adli görüşme odasında pedagog eşliğinde dinlenmesini talep etti. Ayrıca avukatlar sanığın cezaevinden izinli çıkmadan önce Fatma Akta’nın eşi Adem Akta ile yaptığı telefon görüşmeleri, ziyaretleri ve yatırdığı para makbuzları ile ilgili belgelerin cezaevinden istenmesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, katılma taleplerinin bir sonraki celsede değerlendirilmesine, mağdur çocukların bir sonraki celsede dinlenmesine, sanığın cezaevindeyken Adem Akta ile yaptığı görüşmelerin istenmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 16 Ocak 2020 tarihine ertelendi.

Duruşma sonunda Karşıyaka Adliyesinin önünde tekrar basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasında Fatma Akta'nın kızı Figen Akta söz aldı. ''Bizi yalnız bırakmayın. Kadın katillerine indirim uygulansın istemiyorum. Kadınlar size sesleniyorum, daha fazla susmayın. Bu mücadele de yalnız değiliz.'' diyerek kadın mücadelesinin önemini vurguladı. Basın açıklaması bir sonraki duruşmaya çağrı yapılarak sonlandırıldı.
İzmir EKA olarak bizler de duruşmayı yakından takip ettik. Katledilen Fatma Akta'nın kızı ve arkadaşımız Filiz Akta ile röportaj gerçekleştirdik.

-Merhabalar bizlere kendini tanıtır mısın?
-Merhabalar ben Figen Akta. Katledilen Fatma Akta'nın kızıyım. Pamukkale Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı 3. sınıf öğrencisiyim. 21 yaşındayım. 12 yaşında bir erkek kardeşim var. Bir yandan ise onun velayetini almak içinde mücadele veriyorum.
-Soru sormak oldukça zor ama yaşanılan bu olay gününe dair neler hatırlıyorsun? O gün neler düşündün? Ne hissettin?
-Gerçekten inanılacak gibi değildi. Kardeşimle ben her yaz babaannemlerle yazlıkta kalıyoruz. Dedemde bahçe işleri yapıyor. Her yaz oradaydık. Kardeşimle bisiklet sürer, denize girerdik. Yine öyle günlerden birinde iken babam mesaj attı. ''Göksel annenizi öldürdü'' yazan kısa bir mesajla öğrendik olayı. Biz başta inanmak istemedik. Haberi bu şekilde aldım. Kardeşim karşımda, bağırdım, çok ağladım, etraftaki insanlar geldi yanımıza. Babaannemi aradım hemen babam şaka yapıyor olmalı ya da içmiş her zamanki gibi sarhoş olmalı diye söylendim. Babaannem başın sağolsun diyince anladım herşeyi. Sonra amcam ile babaannem geldi ben ve kardeşimi aldı hastaneye gittik. Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne annemi ve teyzemi teşhis etmek için gittik. Ben annemi son kez göremedim. Yıkanırken de göstermediler. Annem geçen sene Ekim ayından beri babamla ayrı yaşıyor. Uzun zamandır süren bir boşanma davası var ortada. Annem Menemen'de oturuyordu. Eşyalarını almaya gidecekti. Anneanneme taşınacak ya, eşyalarını çeyiz sandığına koyuyor. Babam annemin eşyalarına,sandığa tiner döküyor. Yakmaya kalkıyor alamasın diye. Ondan sonra annem tam taksiye binecek, alabildiği eşyaları arabaya yerleştirecek babam geliyor ardından annemin elinden telefonu alıyor. Annemde vermeyince babam annemin elini ısırıyor, iterken telefonu alıp kendi arabasına biniyor. Annem telefonunu almak için arabanın kapısını tutunca babam annemi araba ile sürüklüyor. O gün ben buraya geldim. Annemin yanına. Teyzem sığınma evine geçmişti. Boşandığı eşi Göksel'den şiddet görüyor, ölüm tehditleri almaya devam ediyordu. Burada Bornova Kadın Sığınma Evi'nde kalıyordu. Oradan Denizli'ye geçti. Ama teyzemin çocukları bu süreçte anneannemde kalıyordu.
-Peki bu süreçte teyzenin eski eşi olan Göksel Sağlam hakkında uzaklaştırma kararı var mı?
-Evet tüm bu olaylar yaşanırken birçok defa uzaklaştırma kararı verilmişti kendisine. Ama çözüm kesinlikle olmadı. Bir kere elektronik kelepçe bile takılmıştı teyzeme yaklaşamasın diye. Koruma kararı var eve, çocuklara, teyzeme hatta anneanneme bile yaklaşamaması gerekirken öyle olmadı. Hep ihlal etti. Aynı şekilde anneminde babama karşı koruma kararı olmasına rağmen annemi her gün iş çıkışında takip ederdi. Ne yapacağımızı bilemezdik. Annem korkardı beni arardı. Yol boyunca telefonda konuşurduk. Sesi titrer bugün de baban gelmiş derdi. Eve girene kadar, o kapının sesini duyana kadar konuşurduk. Annem anneanneme yerleşti. Babam bu durumu kabullenemedi. Sürekli tehdit mesajlarına maruz kaldık. Ben ve anneme telefondan tehdit mesajları ile taciz etti. Annem engellemişti telefondan bu sefer benim üzerimden devam etti bu durum. Bana demediği şey kalmamıştır.
-Göksel Sağlam ile baban Adem Akta arasında akrabalık bağı var mıydı?
-Annem ve Teyzem evlenince bacanaklık bağları dışında bir tanışıklı durumları yoktu. Fakat olayın yaşandığı sene çok samimilerdi. O kadar yakınlaştılar ki sıkı dost oldular. Teyzem Göksel'den ayrıldı. Hali ile kendine yediremeyince boşanmayı Göksel teyzemin yakınında kim varsa yanaşmaya başladı. Annem zaten babamla boşanma aşamasına girdi babamda bunu kabul edemedi. Bütün bu yaşanılanlar ikisini yakınlaştırdı. Annem ve teyzemin katledilmesinde de ikisinin birlik olduğunu düşünüyorum. Çünkü ikisininde eşleri ile sorunları var, ikisininde saldırgan tavırları var. ve bu süreçte annem ve teyzemde birbirlerine kenetlendiler. İkisi de anneannemde kalıyorlardı. Ama teyzem bir süre sonra Denizli Kadın Sığınma Evi'ne geçmek zorunda kaldı. Sonra Haziran ayında tekrar buraya döndü. Çocuklarını bu sıkıntılı süreçten etkilenmemeleri için yurda vermek istiyordu. Can güvenliklerinden korkuyordu. Bir süre yurtta kalırlar, tatillerde yine yanımda olurlar diye düşünüyordu.
-Teyzenin kaç çocuğu vardı?
-Teyzemin 2 çocuğu var. henüz ikisi de küçük. Biri 11 diğeri ise 13 yaşında. Şuan çocukları da korumaya aldılar. Sebebi ise annem ve teyzem katledildikten 1 hafta sonra babamın Göksel karımı öldürdü bende onun çocuklarını öldüreceğim diye tehdit etti. Bende gidip şikayetçi oldum. Sonra babam bana şöyle bir cümle kurdu: ''Ben Göksel'in anneni de öldüreceğini bilmiyordum''.
-Yani daha önceden böyle bir şey konuşma geçmiş aralarında...
-Geçmiş. O an ses kaydı almak aklıma gelmedi. Alamadım. Ama babamda suçlu. Olaydan sonra bir hafta geçmişti ben halamlarda kalıyordum. Babam aradı ve beni aşağıya çağırdı. İn aşağıya seninle konuşacaklarım var dedi. Ben de duştan çıkmıştım telefonumu bile alamadan telaştan aşağıya indim. Babam beni araba ile aldı. Konuşuyoruz. Habibe'nin çocuklarını öldüreceğim diyerek bana plan anlattı. Ben hayır yapamazsın dedim. Sonra bu durumu dayıma anlattım. O da polise şikayette bulundu. Sonra babamı ifadeye çağırmışlar. Babam ise kızımın ve benim psikolojimiz bozuk, ben öyle bir şey söylemedim demiş.
-Annen ve teyzen anneannende kalırken Göksel Sağlam cezaevinde mi?
-Şöyle teyzem Denizli Kadın Sığınma Evi'nde kalırken annem anneannemde kalıyordu. Göksel ise cezaevinde kalmayı sürdürüyordu.
-Göksel Sağlam'ın cezaevinde bulunmasının sebebi nedir, teyzene uyguladığı şiddet dışında bir sebebi var mı?
-Teyzemi ölümle tehdit ediyor olması. Teyzem Haziran ayında buraya gelince Göksel cezaevinden izin alıyor. Açık cezaevinde kalıyordu. Teyzemin geldiğini bir şekilde öğreniyor. Ama nasıl? Bunu nasıl öğrenebilir içeride? Babamın söylemiş olabileceğini düşünüyorum. En acısı da cezaevi yönetiminden Habibe ile barıştım diye izin alıp çıkması. Sonra anneannemin evine gelip annem ve teyzemi katlediyor.
-En son annenle ne zaman konuştunuz?
-Annemle biz en son 16'sında gördüm ve konuştum. Egekent'te Uçaklı Park var oraya gittik. O gün teyzemin suratı asıktı, tedirgindi. Anlatmadığı şeyler olduğunu düşündüm anneme sordum. Annemde Göksel ile buluştuğunu söyledi başka da bir şey anlatmadı. Benim üzüldüğüm nokta annem neden anlatmadı bana. Geçiştirdi. Neden sustu? Belki de bizleri korumak istediler. Çıktığını biliyorlardı keşke susmasalardı.
-Babanın Göksel Sağlam'ı cezaevinde görmeye gittiği duruşmada dile getirildi. Bu konuda ne düşünüyorsun?
-Zaten babamında teyzeme karşı bir kini vardı. Sebebini bilmesem de. Babamla olan bütün görüşmeleri kayıt altına alıyorum. Annem ve teyzemi gömdükten sonra ki gün biz ziyarete gittik. Teyzemin mezarında ki testiler yakılmıştı. Ben babamın yaptığını düşünüyorum. Göksel Sağlam tutuklanmıştı. O olmadığına göre babam kalıyor geriye. Göksel'in teyzemi öldüreceğini biliyor ama annemi öldüreceğini bilmiyordu belki de. Bu kininden yaptı. O yüzden gidip yaktı mezarı. Ki babam 1 Haziran'da katili gidip ziyaret ediyor. Hatta 50 lirada harçlık olsun diye para yatırıyor. Ben araba da makbuzunu buldum. İyi ki de bulmuşum. Savcılığa verdim. Takipsizlik kararı çıkmıştı. Bir insan çocuklarının annesini öldüren adama gidip neden para yatırır aklım almıyor. Ama bugün duruşmada inceleceği üzerine karar çıktı. Az da olsa bu duruma sevindim.
-Bugün gerçekleşen duruşma hakkında neler söylemek istersin?
-Çok kötü oldum ilk defa katille yüz yüze geldim. Gözlerimi bir saniye olsun üzerinden ayırmadım. Rahatsız olmasını istedim bakışlarımdan. Ondan korkmadığımı bilsin istedim. Ben görmeden biraz çökmüş, belki de yaşlanmıştır, yaptığından pişmandır diye düşündüm. Ama gördüm ki içeride çok iyi bakıyorlar galiba. Çok sağlıklı görünüyordu. Hiç pişman olmamış. Mahkemeye dimdik girdi ama gözü hep yerdeydi. İfade vermedi bu duruşmada. Avukatı son dakika mazeret dilekçesi sunmuş mahkemeye. Belli ki savunma için zaman kazanmaya çalışıyorlar. Onun dışında kendimi sizlerin sayesinde yalnız hissetmedim. Ben bugün çok önemli insanlarla tanıştım. İyi ki de tanıştım. Davanın peşini asla bırakmayacağım. Katillerden yaşadığımız her kötü anın hesabını birlikte soracağız. Duruşma 16 Ocak 2020 tarihine ertelendi. Herkesi benimle dayanışmaya çağırıyorum. Sesime ses olun.
-Buradan kadınlara iletmek istediğin mesajın var mı?
-Elbette var. Cinsiyet ayrımı yapmak istemiyorum ama tecavüz, taciz, cinsel istismara genelde bizler maruz kalıyoruz. Asla yalnız değiliz, birlikte ses çıkarmamız lazım. Kadına şiddet ile alakalı bütün davaların takipçisi olmak gerekiyor. Kadın özgürleşmeli, baskı altında kalmamalı. Üreten de, doğuran da biziz. Kadınlar korkmamalı, yorulmamalı. Şiddet karşısında susmamalı. Bizler sustukça daha çok üzerimize gelecekler, sindirecekler. Erkek arkadaş, koca, baba ya da kim olursa olsun en küçük şiddet eğiliminde karşı gelmeliyiz. Yalnız hissetmesin kimse. Ben bugün duruşmada kendimin yalnız olmadığını gördüm. O kalabalığı görünce anlatamam neler hissettiğimi, düşündüğümü. Benim bugün kocaman bir ailem oldu.
-Teşekkür ediyorum.
-Ben teşekkür ederim.
İZMİR EKA
Comments