KÜBALI KADINLAR
“Canalıcı Birkaç Soru ve Bir Kitap”
Dünyada işsizliğin olmadığı ülke neresidir?
Hangi ülkede kadınlar herhangi bir cinayete kurban gitmez?
Hangi ülkede sınıfsal, ulusal ve cinsel sömürü ve herhangi bir ayrımcılık yoktur?
Hangi ülkede tüm eğitim ve sağlık hizmetleri tamamen parasız-sınavsız ve kalitelidir?
Hangi ülkede tek bir insan dahi evsiz, aç, muhtaç değildir?
Bütün bu sorulara cevap olacak bir ülke, pek çok insana masal ülkesi gibi gelecektir. Ama öyle bir ülke var! Sosyalist Küba, bütün bu soruların cevabıdır. Bugün emperyalist-kapitalist ülkelerde milyonlarca işçi ve emekçi işsizlikle, açlıkla, borçlarla boğuşarak geçimini sağlamak için büyük kavgalar verirken, sosyalist Küba, halkı, sosyalizmin demokratik koşullarında yaşıyorlar. Üstelik emperyalist kapitalist ülkelerin ekonomik ambargosu ve kısıtlı kaynakları nedeniyle, pek çok ürünü sağlamada yaşadıkları zorluklara rağmen, dünyanın geri kalanından daha yüksek bir yaşam kalitesine sahipler. İşsizlik sorununu 1964 yılında tamamen ortadan kaldırmışlar, gelişmişliğin göstergesi sayılan anne ve bebek ölümü oranında “Sıfır” ile dünyanın ilerisi durumundalar, tüm Kübalıların yüzlerinden sağlık, sokaklarından müzik, iş yerlerinden hummalı bir toplumsal çalışma yükseliyor... Öyle ki, binlerce insanın ölümüne ve hastalanmasına neden olan Korona virüsüne karşı kullanılan ilaçları bile dünyanın “süper güç”, “dev ekonomili” ülkeleri değil, Küba üretiyor. İlk ilaçlar oradan geliyor. Kapitalizm, işsizlik,eşitsizlik, umutsuzluk saçarken, savaş ve ölüm saçarken, Küba yaşamakla kalmıyor, yaşatıyor da...
Küba hep böyle değildi. 1959'da Küba Devriminden önceki Küba, dünyanın zenginlerinin fuhuş ve kumar cennetiydi. İşsizliğin resmi rakamlarla %20'lere, gayri resmi rakamlarla yer yer %60-70'lere vurduğu, nüfusun yarısından fazlasının derme çatma kulübelerde, her türlü hizmetten yoksun insanlık dışı koşullarda yaşadığı küçük bir ada ülkesiydi.
Kadınların durumu ise daha beterdi. Fuhuş oldukça yaygındı. Çalışabilen kadınlara %70 hizmetçilik yapıyor geri kalanı ise erkeklerden çok daha düşük ücretlerle, ağır ve hiç bir güvence olmadan çalışıyorlardı. Kızlar 8 yaşından sonra “kadın” sayılarak evlendiriliyor, çok büyük bir bölümü okuma-yazma dahi bilmeden, eve kapalı, toplumsal yaşamdan dışlanmış, yoksulluk içinde bir hayat sürdürüyorlardı.
"Geleceğe bir sıçrayışta geçmek gibiydi” diyor, devrimin hayatında yarattığı değişikliği anlatan yoksul köylü kadın Jailha Odilia.
Devrimden sonrası 20 yılda, “Devrimci süreç”te tüm Kübalı Kadınları, işçilerin- köylülerin hayatında köklü değişimler oldu. Bu devrimci süreç, eski kapitalist toplumun tüm geleneklerine, anlayışına savaş açarak yeni bir bilinç yeni bir insan yarattı.
“O günlerde hizmetçiler banka memuru, fahişeler çevirmen ve sekreter, 7 çocuklu adını yazmayı 38 yaşında öğrenen kadınlar devlet çiftliklerinde yönetici, fabrikada üretim şefi, kitle örgütleri ile siyasal örgütlerde lider oluyordu. Kadınlar okulları, hastaneleri, kültür kurumlarını yönetti, spor ve sanat alanında öne çıkmaya başladı. Hükumet organları ve partide önemli karar verici konumlara geldiler...”
Margaret Randall “Kübalı Kadınlar” kitabında, devrimden sonraki 20 yılda özellikle Kübalı kadınların değişen yaşam ve mücadelelerine odaklanıyor. Kadının tam hak eşitliğini sağlayabilmeyi “Kadın erkek birlikte ama kadının en önde” olduğu toplumsal bir mücadele olarak ele alan sosyalizmin, bu değişimi, bu sıçrayışı nasıl başardığını ele alıyor. Engeller, zorluklar olmuyor mu, evet oluyor ama o engelleri emekçilerin tamamını daha etkili bir biçimde yönetime katarak aşmasını, yeni bir bilinç yaratmasını biliyorlar. Yeni bir kültürü yeni ve ileri bir özgürlük anlayışını, sosyalist bilinci geliştiriyorlar.
ABD'de “Sosyalizm Kadınları Kurtarır mı?” başlığıyla düzenlenen çeşitli konferanslara katılan Rendall, önemli bir gözlemde bulunuyor. Zengin kesim, Entelektüel kesim işin teori-kuramıyla ilgilenirken, emekçi kesim daha basit ama can alıcı sorular soruyor. “İşsizlik gerçekten yok mu Küba'da?” “Kadınlar gerçekten eşit mi?” gibi daha pratik, daha yaşamsal sorular -Marqerat Rendall bu kitabıyla bütün bu sorulara cevap veriyor.Sizde geleceğe sıçramak, hayatınızı değiştirmek mi istiyorsunuz, o halde yapacağınız şeylerden biri de bu kitabı okumak ve her yerde tartışmak olmalı...
Comments