Ceren Özdemir’e mektup 14.12.2019
Günlerdir dudaklarımı ısırıyorum her aklıma geldiğinde... Garip bir kin ve öfke hissederek. Sanırım
haberini duyan bütün insanlar aynı hissiyatla izledi. Herkes yasını tutu; kimi bir kaç dakika, kimileri için günler sürüyor ama en çok her zaman olduğu gibi ateş düştüğü yeri yakıyor....
Ceren im; kızım, kardeşim, arkadaşım, nasıl hitap etmeliyim, bilmiyorum. Herşeyden birazsın, geriye bıraktığın bütün kadınların bir parçası oldun. Yavru ceylan gibi nasılda ürkekçe arkana bakıyorsun. Tetikte ama ne yapacağını bilmeden, şiddeti öğretikleri gibi savunmayı öğretmiyorlar... Nasıl da anlıyorsun celladın arkanda olduğunu.... Ama konduramıyorsun değil mi? Acaba abartıyor muyum, diye içinden geçti. Senin o yaptığın son refleksleri hangimiz yapmıyoruz ki! Günün her hangi bir saatinde her hangi bir sokakta!.... Kendi mahallende, kendi kapının önünde, hadi canım diyorsun... Derken doğum günün geliyor belki aklına, ve hayallerin...
Çok üzgünüm yavrum, yaşatamıyoruz birbirimizi. Sen gittin gideli yine birçok kadın daha
öldürüldü... Toplum olarak ne yapmamız gerekiyor? Üzerimize düşen görevler neler?
Rabia
Comments