top of page

Dolunay Ve Kadın

Güncelleme tarihi: 23 Mar 2022



Dolunay Gecesi... 2019 yapımı İranlı yönetmen Narges Abyar'ın filmi. Pek fazla İran filmi izlemeye aşina değiliz belki, ama İran Sineması oldukça zengin bu konuda. Bu filmimiz de, olanca sadeliğiyle sıradan insanların yaşamını anlatıyor. Ortadoğu'nun sıradan halklarının sıradan yaşamı...


Faize, İranlı kendi halinde bir genç kadın, saf ve utangaç. Pazara alışverişe gidip gelirken Pakistanlı bir esnaf olan Abdulhamit'le tanışır. Abdulhamit romantikliği ve neşesi, heyecanıyla kızı kendine aşık eder ve ailesini kızı istemek için getirtir. Çocuklarını tek başına büyüten anne kızını uzaklara gelin göndermek istemez. Abdülhamit'in annesi de böyle bir gelin istemez, hatta tenhada sıkıştırır, "sen bizim aileye uygun değilsin, evlenme oğlumla" diye...


Her şeye rağmen aşk galip gelir ve İran'da annenin iki sokak ötesinde mutlu, mesut mütevazi bir yaşam sürdürür çiftimiz, bir de bebekleri süsler mutlu aile tablosunu... Ancak dedik ya, Ortadoğu'da yaşar çiftimiz. Ve Ortadoğu'da yaşanan hiçbir şey onlara da yabancı değildir.

Faize ve Abdülhamit'in evi, Abdülhamit'in "silah kaçakçısı" kardeşi Abdülmalik yüzünden basılır ve rüya biter... Artık bir kabusun içinde yaşayacağını düşünen Faize Avrupa'ya iltica için uğraşır, Pakistan'da işin daha kolay olacağını savunan Abdülhamit ailesini Pakistan'a sürükler. Kaynanası burada olanca asık suratıyla karşısına dikilir, "neye geldin buraya, hemen al çocuğunu geri dön".

Hiçbir şey umurunda değildir Faize'nin, tek umurunda olan kocası ile bir an önce Avrupa'ya gitmek, mutlu aile tablolarını sürdürmektir. Ancak başvuru da, gidiş de uzadıkça uzar. Yeni bir bebek bekleyen Faize, gerçeklerle yüzyüze gelir. Önce kaldıkları evin bahçesinde el-kaide kıyafetli insanların birilerini infaz ettiklerini görür ve ipuçlarını birleştirir.


Kayınbiraderi Abdülmalik, El-Kaide'nin bir kolu olan islami bir terör örgütü lideridir ve biricik kardeşinin "kafirlerin içinde yaşama arzusunu" hiç anlamaz ve "yoldan çıkmış" karısını öldürürse doğru yolu bulacağına inanır. Tek engel şu an hamile oluşu, "cihada asker yetiştiriyor" oluşu. Örgüt, özellikle şii olan İran'a yönelik saldırılar ve infazlar gerçekleştiriyor...


Telefonu da elinden alınan, evden dışarı çıkamayan Faize, kayınvalidesiyle yüzleşmeye karar verir. İki kadının konuşması, kadının islamiyetteki yerini gösterir aslında... "Ben annesiyim ama benim de birşey söyleme hakkım yok" der anne. Gelini isyan eder, "neden daha önce uyarmadın, neden söylemedin"... Annenin cevabı "Sana evlenme dedim, buraya geldiğinde geri göndermeye çalıştım... bundan fazlasını nasıl söyleyebilirdim... Kimseyi arama, anneni arama, kimseye bahsetme bundan, telefonlar dinleniyor, başını derde sokarsın..." uyarısı yapmaktan da kendini alamıyor.


Faize sevdiği adama müslümanın müslümanı öldüremeyeceğini, bunun din olmadığını anlatmaya çalışıyor, O da kardeşini ikna etmeye çalışsa da, karıncanın yangına taşıdığı su damlasından farksız etki yaratır ve gittikçe kardeşinin daha çok etkisi altında kalmaya başlar.

"Kimseyle konuşma" demiştir kayınvalidesi, ama kendisi ile beraber Pakistan'a gelen, iş bulup çalışmaya başlayan kardeşini uyarmadan yapamaz. Küçük erkek kardeşi Şahan da çocuksu, neşe dolu bir karakterdir kızkardeşi gibi. Bir fırsatını bulup kardeşini arar ve kaçması konusunda uyarır. Daha gün bitmeden kardeşi başına geçirilen çuvalla Abdülmalik'in karargahına getirilmiştir bile. İyi ve naziktir ona karşı teröristler ve kardeşini, kendisini ve eniştesini Avrupa'ya gönderecekleri sözü verilir, sadece bir kısa video çekecektir karşılığında.


Kayınbirader annesini dahi arar İran'dan. "Kızın da oğlun da iyi, hatta bu gece saat 20.00'de el-cezireyi izlerseniz oğlunuz televizyona çıkacak" der. Aylardır kızından oğlundan haber alamayan anne heyecanla tüm akrabaları komşuları toplar eve, sofralar donatır. Heyecanla dakikaları sayarken, ekranda gördükleri şey, kızkardeşiyle kendisinin ajan olduğunu, bu nedenle cezalandırılmayı hakettiklerine dair elindeki metni okuyan oğlunun başının pala ile uçurulması anıdır... Faize kardeşinin başına gelenlerden habersiz, doğumun yaklaşmasını bekliyor. Kaçma girişimleri de başarısız oluyor ve infazlarla sonuçlanıyor. Doğum sonrası hastanede gerçek ajanlar onu kaçırsa da, bebeklerini bırakamayacağı için son anda vazgeçiyor. Kardeşinin başına gelenleri ancak o an öğrense de, ne doğruluğuna inanıyor olayın, ne de sevdiğinin kendisine kıyabileceğine...


Abdülmalik ise kardeşine emir verir, “artık bebek doğdu, o kafir karını öldüreceksin”...

Odasında hapis, bebeğinin birinci ayın dolduran Faize'yi ziyarete geliyor Abdülhamit, öncesinde annesine rica ediyor, “hamileydi aylardır Faize'yle başbaşa kalamadım, sen bebekleri alıp git bizi yalnız bırak bu gece...” Anne ilk defa çocuklarına karşı duruyor, “Hayır!” diyor. “İzin vermem onu öldürmene”... “Anne ben Faize'yi çok seviyorum, bak ona inci kolye aldım, bırak da bu gece yalnız kalalım...” Karşısında aşık, o kızla evlenebilmek için her şeyi yapan oğlu vardır, daha fazla ısrar edemez anne.


Faize'nin karşısında ise ona çarşısının ortasında aşk şarkıları söyleyen sevdiği yoktur, kardeşinin hesabını sorar ve aşkına artık inanmadığını söyler...

Gökyüzünde dolunay vardır ve Faize'nin göğsünde kocaman bir delik...

Sibel Deniz


NOT: Gerçek yaşam öyküsünden uyarlanmış bu filmde, belki de içimizi rahatlatacak tek şey, gerçek yaşamda terör örgütü lideri Abdülmalik Rigi'nin 24 Mayıs 2010'da İran'da idam edilmiş olması.


(Dünyaya Başkaldırıyoruz, 4. sayı)


Comments


EKA3-01.png

dünyaya başkaldırıyoruz!

© 2023 by RAFTER'S. Proudly created with Wix.com

bottom of page