top of page

Gizli Sayılar



Bu, geçtiğimiz yıllarda yayınlanan bir Hollywood filmi. İsmini “Sayı” olarak çevirince filmin özünü gizleyebileceklerini sananlar yanılıyor. Ülkemizde “Gizli Sayılar” adıyla vizyona giren “Hidden Figures (Gizli Figürler)” tamamen bir kadın filmi ve ırkçılık karşıtı.


1960’lar… “Özgürlükler Ülkesi”, “Rüyalar Ülkesi” Amerika’dayız. Ve ne kadar “özgür” bir ülke olduğunu daha ilk dakikadan görüyoruz. NASA gibi dünyanın en önemli bilim kuruluşunda çalışan üç siyahi kadın Katherine, Dorothy ve Maria, bozuk-eski bir otomobille işe gitmeye çalışıyorlar. Otobüse binmeyi tercih etmiyorlar, çünkü en arkada siyahilere ayrılan bölüme oturmak yahut ayakta gitmek istemiyorlar. Güç bela işe ulaştıklarında da karşılaştıkları manzara şu: “Koskoca” NASA’da siyahilerin (ırkçılık olmasın diye “renkliler” deniyor) tuvaletlerinin, mutfaklarının dahi ayrı olduğunu, ayrı makinelerle çay-kahve yaptıklarını, hele ki siyahi kadınların tamamen üçüncü sınıf olduğunu, ücretlerinin dahi yarı yarıya olduğunu, alt sınıf işlerde çalıştıklarını görüyoruz.


İlk kahramanımız Dorothy, kendisi gibi siyahi kadınların başında. NASA’da gerekli tüm yazışmaları, hesaplamaları elle yaparak gerekli birimlere ulaştıran otuz civarında kadın... Ve bu hesaplamalar olmadan değil uzaya çıkmak, en basit parçayı dahi üretemezler. Dorothy işlerin başında olmasına rağmen, defalarca başvursa dahi boş olan yönetici kadrosunu alamaz.


Ve bilgisayar gelir… Veriler girildiğinde onlarca kadının işini dakikalar içinde yapacak, yaklaşık bir oda büyüklüğünde, üretilen ilk bilgisayarlardan biri… O monte edilmeye başlanırken akıbetlerini gören Dorothy, gizlice ilk programlama dillerinden biri olan Fortran’ı öğrenmek için çalışmaya başlar. Gizlice diyoruz, çünkü kütüphanede bilimsel kitapların olduğu bölüme siyahilerin girmesi dahi yasaktır. O da kitabı “çalar” ve öğrendiklerini tüm ekibine öğretir. Bilgisayar faaliyete geçtiğinde “işsiz” kalan siyahi kadınlar, bu defa bilgisayarı kullanmaya talip olur. Öyle ya, koca NASA’da bilgisayarın dilinden anlayan onlardan başka kimse yoktur…



Mary ise teknikle, mekanikle ilgili. İki çocuğu olan bekar bir annedir aynı zamanda. İlk mekiğin testinde görev almak için çabalar ve başarır. Beyaz-erkek meslektaşları ona erkek olsa gelecekte mühendis olabileceğini ima edince, bunu “beyaz bir erkek olsam çoktan mühendistim” diyerek karşılar ve mahkemeye başvurur. Hakim zamanı olmadığı gerekçesi ile davaya bakmak istemese de, “salona bakın, bu gördüğünüz davalardan hangisi yüz yıl sonra da hatırlanacak” dediğinde, hakim duruşma sonucu “siyahilerin de mühendislik fakültesine gidebileceği”ne hükmeder. Sadece beyaz erkeklerin olduğu Makine Mühendisliği Fakültesi’nde siyahilere ve kadınlara ayrılan yer olmadığı için de en ön sıraya oturarak dersi dinlemeye başlar. Ve Amerika’nın ilk siyahi-kadın mühendisi olur.

Filmin asıl kahramanı Katherine’i sona bıraktık. ABD’nin başını çektiği emperyalist-kapitalist sistemin baş düşmanı Sovyetler Birliği 1961’de Yuri Gagarin’i uzaya göndermişti. Ve dünyayı uzaydan gören ilk gözler, bir komünistin gözleri olmuştu. Böylelikle “Soğuk Savaş” da uzaya taşınmış oldu. Uzayı sosyalistlere kaptırmak istemiyorlarsa, uzaya çıkmak zorundaydılar.


Ve NASA, bu baskı altında çalışır. Bilgisayarlar henüz çalışmaya başlasa da, hassas matematik işlerini yapabilecek tek kişi, dahi düzeyinde IQ’ya sahip olan Katherine idi. Hatalı hesaplamaları buluyor, formüllere ve rakamlara takla attırıyor, çıkan sorunları hemen çözüyor… Bunları yaparken alkış almıyor elbette. Tuvalet ihtiyacı için dahi farklı bir kampüse gitmek zorunda kalıyor, kendisinden “üst” seviyedeki meslektaşı beyaz erkeklerce küçümseniyor, her hareketinde, “yetkin yok”, “güvenemeyiz” engelleri ile boğuşuyor. Oysa, bilgisayar çalışır duruma geldiğinde dahi onun hesaplamaları ve doğrulamalarına ihtiyaç duyuluyor.

Filmin sonuna gelindiğinde Katherine birlikte çalıştıkları meslektaşları ile aynı hakları fiilen elde etmiş, -başarısız olsa da- ilk mekiğin fırlatılabilmesinde en önemli role sahip kişi oluyor…

Evet, bu bir kadın ve ırkçılık karşıtı bir film. “Özgürlükler Ülkesi”nde normal bir vatandaş olabilme hakları için savaşan ve kazanan kadınların hikayesi: İstersek başarabiliriz!

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


EKA3-01.png

dünyaya başkaldırıyoruz!

© 2023 by RAFTER'S. Proudly created with Wix.com

bottom of page