top of page

Kadın Devrimi ve Eve Dönüşü Üzerine



Kadın devrimi ifadesi ya da tanımlanması giderek daha yaygın kullanılmaya başlandı. Bu durumda bu tanımın öyküsünün ilk çıkışını göstermenin zamanı geldi geçiyor.


Kadın devrimi terimi ilk kez, doksanlarda tarafımızdan kullanıldı. Daha sonra reformist ve oportünist siyasetler tarafından, sanki kendilerince geliştirilmiş gibi alınıp kullanıldı. Böylece bir gerçeği hep saklayacaklarını sandılar. Bu reformist çevreden sonra, Kürt hareketi tarafından kullanıldı. Bu günlerde ise, Sudan’da Kadın Devrimi olarak kullanılıyor. Kadın devrimi terimi birçok kadın hareketi tarafından savunulmaya başlandı.


Şimdi de, bu öyküyü ilk yazanlar olarak, içerik açıklaması yapmamız gerekiyor.

Kadın devrimi terimini doksanlı yıllarda geliştirmemiz, rastlantı değildir. Kadınların o yıllarda gösterdiği büyük ataktan ileri geliyor. Çok yoğun olarak da Kürt kadınlarının yaptığı keskin atılım gözönünde tutuldu. Öykü tamda Kürt kadınlarının etkileyici mücadelelerini ifade etmek için yazıldı. Öyküyü yazanlar dedi ki, Kürt kadınları, aile içinde, toplumda, erkek tarafından bu denli baskı altında tutulurken, gösterdiği tüm çabalara karşın bu baskı/egemenlik çemberini kıramamıştır. Fakat, verilen devrimci mücadelenin, ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelesinin etkisiyle, büyük örnekli ve tarihsel bir çıkış yaptı. Kürt kadınları verilen devrim ve özgürlük savaşımının her alanında etkin olarak yer alarak, bir anlamda, kadın dervimi yaptılar. Mücadele veren kadınlar, mücadele sayesinde özgür hareket ediyor. Dolayısıyla, kadın devrimi ifadesinin haklı, temelleri olan gerekçesi var.


Öyküyü yazanlar, önemli bir noktayı daha belirttiler. Böylece kendilerini bir yükümlülük altına sokmaktan kurtardılar. O noktada şudur: Kadın devrimi, belirli bir anlamda, yani kelimenin gerçek anlamı olan, ekonomik ve toplumsal yaşamda köklü bir değişim anlamında bir dönüşüm değil de, yalnızca kelimenin dar sınırlı anlamında bir devrimdir. Bu, kadınların özgür davranma yolunda aldığı mesafeyi belirtmek için kullanılmıştır. Kelimenin gerçek anlamıyla olduğu gibi, tarihsel anlamıyla da devrim, iktidarın devrimci sınıf tarafından ele geçirilmesine bağlı olarak toplumcu devrimci dönüşüme uğraması ve yeni bir temelde yeniden örgütlenmesidir. Kadınların gerçek eşitliği ve gerçek özgürlüğü, yani tam kurtuluşu bu yolla gerçekleşir.


Kadın devrimi terimi, kadının durumunda siyasal yolla, siyasal mücadele ve devrim yoluyla dönüşümünü anlatır. Kadınların durumunda sanayi devrimi yoluyla da büyük bir değişim yaşandı. Büyük sanayi, aile ekonomisi üzerinde devrimci bir etki yarattı. Erkeğin evde, kadın ve çocuklar üzerindeki egemenliğine son verdi. Onları toplumsal üretim alanlarına çekti. Babanın evdeki egemenliğinin yerine sermayenin egemenliğini koydu. Böylece toplumsal üretimde yer alan kadının kurtuluşunun koşulları oluşmuş oldu. Bu uygun koşulların zeminleri üzerinde hareket eden kadınların kurtuluşu, kadınların kendi elleriyle olacaktır.


Kadınları Eve Döndürmeye Yönelik Gerici Burjuva Çabalar


Bu ikinci öyküye doğrudan gireceğiz. Bu konu yine ilk kez tarafımızdan doksanlarda yayınlandı.

Bu öyküyü yazmamıza sebep olan öykünün kötü kedisi bir erkek: Mihail. Mihail Gorbaçov, sosyalizmi Sovyetler Birliğini tasfiye etmek ve kapitalizm projesini hayata geçirmek için, her alanda adımlar attı. Gorbaçov, çok iyi biliyordu ki, kadınları tekrar baskı altına almadan eve döndürmeden, mutfağa hapsetmeden, toplumsal yaşamın her alanından uzaklaştırmadan, kapitalizm projesini yaşama geçiremez. Bunun için, iktidara geldiği günlerde, kadınlara gerici bir çağrıda bulundu: “Artık kadınların eve dönme zamanı gelmiştir.” Gorbaçov bu konuda kiliselerin desteğini bulabilirdi, fakat toplumun büyük çoğunluğunun desteğini alamazdı ve alamamıştır.


Biz tam da, Gorbaçov’un bu sözleri üzerine, bir yazı kaleme aldık: Kadınları Eve Döndüremezsiniz. Birincisi, ekonomik gelişmenin ulaştığı gelişme düzeyi nedeniyle, tarihin çarkını geri çeviremezsiniz. Büyük sanayi, sermayenin çıkarları, ucuz kadın ve çocuk emeğinin sömürülmesini sağlayacak koşuları oluşturmuştur. Bu maddi-ekonomik koşullar tarihsel olarak ortadan kaldırılamaz. Zaten Gorbaçov ve sonra gelenler de bu konuda hedefine ulaşamadı. Tarihin çarkı yalnızca ekonomik ve toplumsal nedenlerle değil, öznel nedenlerle de, geriye çevrilemez. Kadınlar yaşamın he alanında eşit olarak yer almak için -bugünkü özel mülkiyet toplumunda, eşitlik, biçimsel eşitliği aşamasa da- çok sert ve uzun bir mücadele verdi. Mücadele öyle bir aşamaya vardı ki, kadınlar bunun gerisine gitmeyi kabul etmediler ve kabul etmeyeceklerdir. Bu topraklarda da, kadınları eve hapsetmek isteyen burjuva gerici iktidar, tüm baskılara rağmen hedefine ulaşamadı ve ulaşamaz da.


Öykümüz aynen böyle gelişti. Fakat çeşitli çevreler, bu öyküyü kendilerine maletmek istediler. Kadın sorununda fikir üretemeyenler, üretilmiş fikirleri alıp kullanmayı bir politika haline getirdiler. Tabi söylediğimiz sadece bu konularla sınırlı değil, birçok konuda, aynı şey yapılıyor. Kadın hareketiyse gerçek olanla, onun kopyasını ayırt edecek bir Entelektüel birikime sahiptir.

Kadın hareketi, eylem ve mücadele bakımından ileri bir düzeyde olduğu gibi, düşünsel olarak da ileri bir noktadadır. Dolayısıyla, ileri, doğru, güçlü görüşlere dayanmak varken; zayıf ve yetersiz görüşlerle yetinmeyi kabul etmeyecektir.


Comments


EKA3-01.png

dünyaya başkaldırıyoruz!

© 2023 by RAFTER'S. Proudly created with Wix.com

bottom of page