Kadınlar Bu İç Savaşı Kazanacak!

Bir çiçeği koparabilirsiniz fakat;

baharın gelişini engelleyemezsiniz

Sosyal yaşamda aykırı olarak görülen yeni ilişki toplumsal düşünce, sosyal hareket, yeni bir topluma geçişi ifade eder. Doğmakta olan, eski toplumsal ilişkilerle, eski toplumun kendisiyle bir karşıtlık ve çatışma içindedir. Kadınların, kendilerinin ezilmişliği ve eşitsizliğine dayanan eski sosyal ilişkilere başkaldırması, onu reddetmesi, yeni sosyal ilişki geliştirmeleri, yeni bir topluma geçişin yeninin doğmakta oluşunun güçlü anlatımıdır. Yeni bir sosyal hayatı hedefleyen etkin bir toplumsal harekettir aynı zamanda.

Kadınların toplumsal başkaldırısı sınıflar arasındaki güçler dengesini emekçilerin, ezilenlerin lehine değiştirdi. Kadınların, büyük kitleler halinde savaşa katılması, savaşın gidişini değiştirecek nitelikte. Bu gelişme, kadınların, tüm ezilen ve sömürülenlerin mücadelesinde, lehte bir avantaj demektir. Ortaya çıkan bu yeni durum, eski toplumun krizini oldukça büyüttü. Egemen gücün dengesini bozdu. Kadın özgürlük güçleri, devrim güçleri, düşmanın dengesini yitirmesinden yararlanıp, bu savaştan galibiyetle çıkabilirler. Kadınların her geçen gün daha büyük güçler halinde devrimci kavgada yer alması, ön saflarda dövüşmesi, sistemle her noktada çatışması, kapışmanın gidişatını değiştirmesi, eski toplum güçlerinin moralini yeterince bozmuş durumda. İşte, bu savaşı kazanmak için çok uygun bir ortam. Kazanmamız bize bağlı artık.

Dünyada son çeyrek yüzyılda gerçekleşen bütün devrimci isyan, ayaklanma ve devrimleri iyi gözlemleyen bir kimse eylemlerin capcanlı, duygu ve yaratıcılıkta çok zengin oluduğunu görecektir. Bu eylemlerde görülen bir gerçek, cazibesinin artmasıdır. Eylemlerin cazibesini artıran, kadınların burdaki etkin varlığıdır. Kadınların bilinçlice, cesurca önde dövüşmeleri, istemlerinde ısrarlı oluşları, heyecanları ve tutkulu davranışları yer aldıkları her eylemin cazibesini arttırıyor. Cazibesi artan eylemlerin toplum üstündeki ağırlığını da arttırıyor. Sonuçta, daha çok insan eylemlerin cazibesinin etkisiyle mücadele sıralarında yerini alıyor. Çekiciliği, ağırlığı etkisi artan bu eylemler kendi nihai sonucuna varacaktır. Bizim görevimiz bu süreci hızlandırmaktır.

Kadınların örgütlediği ya da kadınların aktif olarak yer aldığı emekçi halkın toplumsal başkaldırısı, cazibesiyle etkisini güçlendirmekle kalmadı, eylemler, önceki seviyelerinin üstüne çıktı. Kadınlar eylemlerde, mücadelenin gelişmesini engelleyen çeşitli anlayışları eleştirmesi, eleştirmekle de yetinmeyip eyleme katılanları dönüşüme uğratmaları, mücadelenin seviyesini yükseltti. Eylemlerin gerek politik istemler ve hedefler yönünden gerekse de insanların kendi aralarında kurduğu yeni ilişki yönünden önceki seviyenin üstüne çıktığı için, tüm ezilen ve sömürülenler tarafından daha güçlü olarak destekleniyor.

Kapitalizme karşı mücadele yürüten kitlelerin pratiği sürekli gelişim halindedir ve gelişme içinde olacaktır. Yeni eylemler, yeni mücadele biçimleri yeni deneyimler, kadınların zengin eylem biçimleri, kitlelerin toplumsal pratiğinin gelişmesini getirmiştir. Toplumsal (sınıfsal) pratik sürekli gelişme gösteriyor. Daha gelişmiş ve daha zengin pratik, mücadelenin seviyesini yükseltmiştir. Eylemler daha yüksek biçimler alıyor.

Kadınların tarihe, sınıflı toplumlara, egemen sınıfa erkek egemenliğine, egemen burjuva anlayışa yönelttikleri eleştiri, diyalektik ve tarihsel materyalizme dayanıyor, devrimci bir eleştiridir. Kadınlar, baskı ve sömürü toplumuna karşı sadece düşünsel bir eleştiri yöneltmiyor pratik olarak eylem silahına da dayanıyor. Eski toplumsal sisteme karşı yükseltilen devrimci eleştiri iki yönlüdür. Bir görevi, eski olanı yıkmak, diğeri, onun yerine daha ileri olanı koymak. Yani bir yandan yıkıcı, devrimci bir işlev, diğer yandan yapıcı-kurucu bir işlev yeni toplumun kurulması, kadınların kurtuluşu için devrimci kavgayı sonuna kadar götürmeliyiz.

Kadınların isyan ve ayakklanmaları tarihe geçti. Bugün sonuç almak için, dünyayı alt üst eden bir mücadele içinde. Yeni ve öncekileri aşan bir eylem dalgası yeryüzünü sarıyor. Bu kaçınılmazdı, çünkü hedefe ulaşılmamıştır ve kadınlar çok ağır ve şiddetli bir saldırı altında. Eylemlerin yükselişi karşısında, devrimci komünist kadınların görevi, bu büyük mücadele dalgasını kucaklamak ve daha ileri aşamalara vardırmaktır. Kadınları özgürleştirmektir. Ancak devrim ve özgürlük hedefiyle hareket edilirse, yükselen eylemler kucaklanabilir ve daha ileriye taşınabilir.

Dünya olaylar bakımından çok zengin. Bu denli çok olayın olması eski toplumun ömrünü doldurduğu ve yeni bir toplum kuruluşunun zorunluluğunu açıklar. Dünya, olaylar yönünden bu kadar zenginse, bunda, kadın eylemlerinin tartışmasız bir yeri var.

Kadınların özgürlük kavgası, büyük toplumsal başkaldırısı, günümüzün en önemli olaylarından biridir. En önemli olayların başında gelir. Kadınların mücadelesinin dünyadaki birçok politik ve toplumsal olayın önüne geçmesi, toplumda köklü bir değişim isteminin eylemsel dışa vurumudur.

Bununla bağıntılı olan bir soru, kadının toplumsal bir devrim olmadan özgürleşip özgürleşmeyeceğidir. Aslında sorunun bu şekilde konuluşu, reformizmin anlayışını açığa çıkarmak içindir. Burjuva toplumda her demokratik hak gibi, kadınların hak eşitliği de sınırlıdır. Kadınların kurtuluşuysa, toplumun köklü dönüşümünü gerektirir. Toplumun köklü değişikliği de devrimi gerektirir zorunlu olarak. Sorun çok açık: devrim olmadan kadınlar özgürleşemez. Fakat sorunun bu şekilde konuluşu çok eksiktir. Sorun, kadın olmadan da devrim gerçekleşmez biçimde konulmalıdır. Sorun, bu şekilde konuluşu kitleler arasında çok iyi biliniyor. Bugün açısından, devrimin ygüncelliği, şimdi kadınların özgürlük zamanı bakış açısında, sorun önümüze pratik olarak konmuştur. Sorun, bunu pratik olarak gerçekleştirmektir.

Kadınların kurtuluşu gerçek olacaktır. Proletaryanın zafere ulaştığı her yerde gerçek olmuştur. Çağımız, proletaryanın yeni bir toplumsal devrimler çağıdır. Çağımız aynı zamanda kadınların zafer ve özgürlük çağıdır.

Eylemler, zafer ve özgürlük bakış açısıyla değerlendirilmeli. Her eylemin temel hedefe olan etkisi, itiş vermesi, bu yönde bir adım olması yönüyle ele alınmalı. Buna göre kadınların eylemlerinin ilk somut sonuçları ne olursa olsun, önemli olan, kitlelerin bu eylemler sırasında kaynaşması, birleşmesi ve mücadele yeteneğini pekiştirmesidir. Büyük amaçları olanlar eylemleri bu sonuçlarına göre değerlendirirler. Çünkü büyük hedeflere tam kurtuluşa, bu sonuçlardan varılır. Devrimci hedefleri olanlar, her eyleme bu açıdan bakar. Toplumun köklü bir dönüşüm noktasına gelip dayandığı bir süreçte, her devrimci eylem, isyan bunun için yeni bir kalkış noktasıdır.

Son yirmibeş yılın deneyimleri göstermiştir ki, temel hedeflerle yapılan birçok ülkede ve birçok merkezdeki halk ayaklanmalarında devrimci güçler etkin bir rol oynarken, reformist hareketler ciddi bir varlık gösterememiştir. Reformist kadın hareketleri için durum aynıdır. Onlar iki ayaklanma arasında sınırlı da olsa bir varlık gösterirken, devrim için yeni bir hareket noktası oluşturan büyük tarihsel girişim sırasında aynı varlığı göstermekten uzak kalıyorlar. Gerçekte onların uzak oldukları devrimci bir anlayış ve devrimci bir mücadeledir.

Kadınların bugünkü sömürü ve baskı toplumuna karşı mücadelesi öyle bir noktaya vardı ki, ne toplumun ve devletin baskısı, ne de erkek katliamları, bu mücadeleyi geriye götüremez. Hiçbir şey, kadınları yeni bir yaşam uğruna kavgadan alıkoyamaz. Şiddet bütün vahşetiyle uygulanmasına rağmen, kadınlar üzerinde etkisini gösteremiyor. Bu da baskı toplumunu açmazlara sürüklüyor. Sistem bu büyük tarihsel hareket karşısında aciz duruma düşmüştür. Önceden belirttiğimiz gibi, bu tarihin en uzun iç savaşıdır. Kadınlar bu iç savaşı kazanacak!

Sistemin ve erkeklerin korkakça ve alçakça saldırıları, hiçbir sonuç vermeyecektir. Sadece daha çok kadının gözünü açacak ve bu sistemin yerle bir olmasını biraz daha hızlandıracaktır.

Bir çiçeği koparabilirsizin, fakat baharın gelişini engelleyemezsiniz!