Nepal ve Kamp Üzerine
- Dünyaya Başkaldırıyoruz

- 2 Eki
- 9 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Eki
Demet Demeter

Nepal'den şu günlerde Z-kuşağının sosyal medya yasaklarına karşı ve yolsuzluklara karşı sokaklara çıktığı, isyan başlattığı yönünde haberler geliyor. Acaba gerçekten Z-kuşağının özgürlük istemi mi? Yoksa işin içinde başka şeyler mi var? Bu haberlerin içeriği yönünde kapsamlı bir bilgiye sahip değilim. Basında şu son haftalarda sürekli Nepal'de yaşananlarla ilgili haberler çıkıyor. Parlamento kuşatılıyor, eski başbakanın evi ateşe veriliyor. Başbakan istifa ediyor, vs vs gibi henüz ne olduğunu anlayamadığım bir çok şey yaşanıyor.

Bu yaşananlar başka bir yerde olsa hemen gençler, emekçi halk özgürlüklerinin kısıtlanmasına, yoksulluğa daha fazla dayanamadı diye bir yorum yapardım. Ama şimdi olayların iç yüzünü bilmediğim için, bizdeki basın ve medyadan da iyi bir bilgi edinemediğimden, neler yaşanıyor, bundan sonrası ne olacak, iktidara kimler gelecek vs merakla bekliyorum. Acaba diyorum, AB, yada ABD mi karıştırıyor, perde arkasında emperyalist, kapitalist güçler mi var, gibi pek çok soru dolanıyor kafamda.
Peki neden? Bildiğim kadarıyla Nepal'de maoist de olsa komünist güçler iktidarda idi. Yani pek çok grubun ortak iktidarı, koalisyon şeklinde bir yönetim vardı. Bu yönetimde de daha çok komünistler hakimdi. Sonra ne oldu, neler yaşandı da şimdi bunlar yaşanıyor, bu gelişmeler ilerici mi, gerici mi bilemiyorum. Nereye evrilir bilemiyorum. Ama en çok da bu yılın Kasım ayında WWC'nin, dünya kadın konferansının (içinde emekçi kadınların da yer aldığı, hatta kıta koorditatörlüğü görevi yaptığı) Nepal'de düzenleyeceği teorik semineri gerçekleştirebilecek miyiz, onu merak ediyorum. WWC - Dünya Kadın Konferansı Nepal temsilcileri de endişeli olduklarını belirten mesaj gönderdiler… Bakalım yaşayıp göreceğiz. Önümüzdeki günler nelere gebe göreceğiz.

Bu arada sadece Nepal'de değil dünyanın pek çok yerinde isyanlar, ayaklanmalar, savaşlar yaşanıyor. Bu savaşlardan kaynaklı kadınlar olarak sağlıklı bir şekilde bir araya gelip Nepal'de teorik seminer gerçekleştirebilecek miyiz, göreceğiz. Biz tüm endişelerle birlikte gerçekleştirebilecek mişiz gibi hareket ediyor ve teorik seminere hazırlanıyoruz.
Bizim ülkemiz de dünyadaki yaşananlardan aşağı kalır durumda değil, fazlası var azı yok. Yıllardır uzun vadeli planlar dahi yapamıyoruz. Yarın hangi isyana, ayaklanmaya, baskıya uyanacağımız belli değil. Ve yaptığımız her plan, her an değişebilir durumda.
İşte bütün bu yaşanan savaşların, olayların, isyanların ortasında Nepal'de gerçekleşecek olan ve gittikçe zamanı yaklaşan teorik seminere de hazırlanmaya çalışıyoruz. Tunus'ta gerçekleşen konferansta teorik seminerde tartışmak için temel üç başlık belirlenmişti. Üç konu da Emperyalizmi Nasıl Yeneriz üst başlığıyla bütünlüklü şekilde planlanmıştı. Sosyalist Devrim, Kadın Devrimi ve Ekolojik Küresel Yıkım. Bu konuların çok çeşitli alt başlıkları da bulunuyor. Bizler de bu üç başlık çerçevesinde kadınlardan oluşan üç okuma-tartışma grubu oluşturduk. Her bir çalışma grubu; kendi içinde okuyacağı kitapları planladı, dağıttı. Online toplantılar gerçekleştirdi. (Çalışmada yer alan kadınların hepsi aynı ilde bulunmuyordu). Kendi içlerinde konularla ilgili çeşitli tartışmalar, çalışmalar yürüttü.

Tüm bu teorik konferans hazırlıkları devam ederken, yaptığımız okumaları birbirimize yüzyüze anlatmaya ihtiyacımız vardı. Böylece bir kadın kampı yapma isteği doğdu. Önce uygun bir yer belirlendikten sonra, zamanını kararlaştırdık birlikte. Çalışan emekçi kadınlar da izinlerini bu tarihe göre ayarlamaya çalıştı.
En son Emekçi Kadın Kampını 2016'da yapmıştık. Neredeyse 10 yıla yakın bir zaman.... Orada da kadın sorununa dair pek çok kitap okumuş birbirimize anlatmış, pek çok konu tartışmıştık. Ve katılan herkesin hala aklında kaliteli ve güzel geçirilen zamanlar olarak kaldı. Yani tadı damağımızda kalmıştı...
Şimdi de beş günlük deniz kenarında bir kamp yapacaktık. Heyecanlı, tatlı koşuşturmacalarla kamp hazırlıklarına başladık. Kampta nasıl bir program yapacağımızı çıkardık. Nepal tartışma konularını günlere böldük. Hem tatil, hem teorik tartışma üzerine çalışma programı çıkardık. Yaşamımızın her anını neredeyse planladık. Ben de bu teorik çalışmada yer almak istiyorum diyen pek çok kadınla birlikte kampı organize ettik. Kampı çoğunluğa uygun olan Ağustos sonu yapacaktık.
Etrafımızda bu çalışmalarda yer almak isteyen kadınları kampa dahil etmeye çalıştık. Yine de çalışmanın verimli ve eğlenceli geçmesi için sayıyı sınırlı tuttuk. 30 - 35 civarı emekçi kadınla birlikte kamp yapmayı hedefledik. Fakat bazı kadın arkadaşlarımızın çalışma yaşamından son anda izinlerini ayarlayamamaları gibi bir takım sebeplerle bu sayı biraz düştü. İlk can sıkıcı engel karşımıza çıkmıştı. Olsun biz yine de kadınlar olarak hep birlikte güzel bir kamp yapacaktık.
Kamp yeri yerleşim yerinden biraz uzak olduğu için sürekli alışveriş yapamayacaktık. O nedenle genel ve özel ihtiyaçlarımızı baştan temin etmeye çalıştık. Birçok mutfak ihtiyacı ve temel gıda maddelerini alıp, çadırlarımızla birlikte bir gün önceden iki kadın arkadaşla önden kamp alanına ulaştırdık. Önden gidenler, bir sonraki gün kampa gelecek olan kadınlara çadırları hazırladılar....
Ertesi gün sabahtan yola çıktık. Kimimiz otobüsle, kimimiz özel araçla... Bu arada bir tane araç yanımızda olsun, ekmek vs ihtiyaçlarımız için en yakın yerleşim yerine gider alış-veriş yaparız diye planlamıştık. Ama aracımız yolda sorun çıkardı. İkinci engelimiz de böylece kendini göstermiş oldu. Sorunlu araçla zar-zor kamp alanına ulaştıktan sonra, aracı orada tamire verdik... ve bize hep stres oldu o araç.... aynı stresi dönüşte de yaşayacaktık. Üç saatlik yol tamire girmesine rağmen, on saatlik yola dönüşecekti....
Kamp alanına önden gidenler, erken gelenleri karşıladı. Bir kısmımız öğle saatlerinde, bir kısmımız da öğleden sonra 16.00-17.00'e doğru ulaştı kamp alanına. İlk elden herkes ulaştığı saatlerde birer kahvaltı yaptıktan sonra, çadırlara yerleşmeye başladı. Herkes için yeterince çadır vardı... Tabii bu arada kadınlar çalışma yaparken, eğlenirken, birlikte ortak aktiviteler gerçekleştirirken bölünmesin diye, üç de erkek arkadaşın kampa gelişini organize etmiş, onlara; mutfakla ilgili tüm işleri vermiştik. (Yeri gelmişken onlara da teşekkürlerimizi iletelim, bu işi kabul edip, bizlerin güzel bir kamp geçirmemize yardımcı oldukları için.)
İlk gün heyecanla bir an önce denize girmek için sabırsızlananlar, çadırlara eşyalarını bırakıp, kahvaltılarını yaptıktan sonra; mayolarını giyer giymez, hemen denize atladılar.... deniz, bütün yol yorgunluğunu, büyük şehrin koşturmacalarından kaynaklı stresini ve sıcak havaların boğuculuğunu almış, yerine serin, relax bir rahatlama getirmişti.... İşte kamp başlamıştı...
Aynı şehirde olupta birbirini haftalarca göremeyen, mücadelenin ve yaşamın koşturmacaları arasında birbirine vakit ayıramayan, birbirinin yaşamının kıyısında olup da yaşamlarına dokunmaya vakit yaratamayan kadınlar için bahşedilmiş birkaç gün başlamıştı işte... Ve farklı şehirlerde olduğumuz için buluşamadığımız, sohbetler edemediğimiz, bazen sadece onlayn etkinliklerde birbirimizin yüzünü gördüğümüz kadınlarla, birebir canlı paylaşımlar yaşamak... Daha ne olsun birbirimizin sadece teorik gelişimini sağlamak değil, aynı zamanda birbirimizin yüreğine dokunmak için yan yanaydık. Birlikte birçok işi yapıyorduk. Ama birbirimize yeterince dokunamıyorduk. İşte bunun için de bir fırsat yaratmış oluyordu bu kamp bize.
Kampın ilk günü; yerleşim, dinlenme, kaynaşma, yüzme vs aktivitelerin ardından akşam hep birlikte bir toplantı yaptık. Emekçi kadınlar olarak neden kamp yaptığımızı konuştuk. Kampın düzeni vs üzerine bilgi alışverişi yaptık. Bizim de bir parçası olduğumuz WWC'nin Nepal'de düzenleyeceği teorik konferansa hazırlık için kampta hangi konular üzerinde vs tartışma yürüteceğimizi konuştuk. Ve hazırlanan sunumların anlatılacağı günleri ayarladık. Mutfak nöbetçilerini, kamp sorumlularını belirledikten sonra günlük yapılacak çalışma ve aktiviteler üzerine sohbet ettik.

Genel olarak sabah sekizde kahvaltı yapıp, 10 gibi çalışmaya başladık. Çay ve yemek aralarıyla birlikte 16.00'ya kadar konular üzerinde sunumlar yapıp, tartışmalar yürüttük. Sonra serbest saatlerde, yüzme, yürüyüş, sohbet vs. Akşam yemeğinden hemen sonra da bir saat kadar voleybol oynadık. Akşamları kumsalda oturduk, sohbet ettik, film izledik, şarkı söyledik…
Kampa yerleştikten sonra ertesi gün ilk Sosyalist Devrim üzerine sunum yapıldı. Bu başlık altında, dünya devrim deneyimleri, yeni evrenin devrimleri, bu gün yaşadığımız çağın devrimlerinin özellikleri, dünyadaki ayaklanmalar üzerine pek çok konu tartışıldı. Konular birçok yönleriyle birlikte ele alındı. Bir yerde yaşanan ayaklanmanın, isyanın; dünyanın başka bir yerinde yarattığı etkiler üzerine konuştuk. Artık hiçbir isyan, ayaklanma ve devrimin kendi dar sınırları içinde kalmadığı, birçok yerdeki emekçileri, işsizleri, kadınları, gençleri etkisi altına aldığı ve dünyanın farklı farklı yerlerinde örnekler yarattığı…. Aynı şekilde dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan katliam ve savaşların bizi de etkilediği…. Savaş, ayaklanma, isyan, katliam vs hepsinin, dünyanın neresinde olursa olsun başka başka emekçi halklarda etkilerinin yaşandığı, ayaklanmalara da vesile olduğu… İşçi ve emekçilerin, kadınların dünyanın her yerinde açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, şiddete, katliama ve savaşlara karşı çeşitli biçimlerde, isyan ve ayaklanmalar içinde olduğu gibi çok çeşitli yönleriyle tartıştık konuyu…
Çalışmanın sonunda Nepal’de yapacağımız sunumun yazılı halini okuyup çalışmayı bitirdik. Birlikte ekler ve çıkarmalar yaptık sunuma. O kadar büyük, devasa bir konuyu 10 dakikaya sığdırmak zor olsa da özetin özeti haline getirildi çalışmalar, hatta bazı kısımlar es geçildi yazılı metinde… Çünkü Nepal’de yapılacak konferansta sunum başına verilen süre sadece 10 dakika. Ve siz bu on dakikada bütün derdinizi anlatmaya çalışıyorsunuz. Metinler sunulduktan sonra tartışma bölümlerinde de söz alıp birkaç dakika konuşabiliyor, konuyla ilgili fikrinizi belirtebiliyorsunuz….
Kampın sonraki günler sırayla Kadın Devrimi ve Ekoloji üzerine sunumlar yapıldı. Sunumların sonunda çıkarılan metinler okundu, birlikte yeniden düzenlendi. Kadın Devrimi anlatılırken, karşılıklı interaktif şekilde yürütüldü çalışma. Jineoloji, feminizm konuları da işlendi bu konu anlatılırken. Kadın devrimi derken, konunun, sınıf temel alınarak değil, cins temel alınarak ele alındığı ve bütün çalışmaların bunun üzerinden yürütüldüğü yönünde tartışmalar oldu. Bu konu ile birlikte Jineolojinin ne olduğu, ne zaman ve kim tarafından ortaya atıldığı, neye dayandığı ile ilgili de anlatım yapıldı.
Ekoloji konusu ise kampın 4. Gününde sunuldu. Bu konuda araştırma yapan kadınlar, güzel sunum hazırlamışlardı. Günlük politik faaliyetler içinde bazen es geçtiğimiz bu konunun, yaşamımızda ne kadar da önemli bir yere sahip olduğunu daha iyi kavramış olduk. Yangınlar, felaketler, çevre sorunları, atıklar ya da kapitalizmin yarattığı doğalmış gibi görünen pek çok şeyin, önlem alınmayan fabrika bacalarından atıklarından tutalım da nükleer santrallere kadar her şeyin ekolojik yaşamımızı nasıl etkilediği… Kapitalizmin kar hırsı yüzünden almadığı önlemler nedeniyle sadece bizim değil, doğadaki tüm canlıların yaşamının nasıl etkilendiği gibi pek çok çeşitlilikte ele alınmıştı konu. Kapsamı çok geniş olan bu konu Antakya depremi ve sonrasında ranta çevrilen zeytinliklerin yok edilmesi. Yerleşim yerlerinin kapitalist sistem eliyle kamulaştırılarak, konutlar vs yapılması gibi örneklerle konu canlı bir şekilde sunuldu.
Teorik seminer hazırlık konularını bitirmiştik. Ama daha tartışmak istediğimiz konular vardı. Kadınların günlük sorunlarına dair. Son dönemlerde yaygınlaşan ifşa vb yöntemlere dair konular üzerine de sohbet ettik…. Fakat tartışmak, üzerine konuşmak istediğimiz konuları bitiremedik…. eksik konuları da Marksist Kadın Akademisi’nde tartışmaya karar verdik…
Kampın sonuna geldik. Kadınlar olarak bir arada çok verimli günler geçirmiştik. Daha uzun olsa daha da konuşacağımız konularımız vardı… En son olarak kamp değerlendirmesi yaptık. Genel olarak hepimiz kampın sonunda çok memnun kalmıştık. İlk kez emekçi kadın kampına (çadır kampa) katılanlarımız çoğunlukta idi. Bir kaç kişi de olsa birinci kampa katılanlar da vardı aramızda ve onlarda dahil, kampa katılan herkes buradan olumlu düşüncelerle ayrıldıklarını belirttiler.

Bu değerlendirmelerden örneklerle bitirelim bu yazıyı… Ayrıca çalışmaların verimli geçmesini sağlayan herkesin emeğine sağlık…
“Kamp önerisi Nepal’le ilgili hazırlıklarla birlikte geldi. 2. Emekçi Kadınlar kampı buradan çıkan kararla komitelerin oluşturulması ile hazırlık sürecine başladı. “Kadın devrimi, sosyal-ekolojik dönüşüm, sosyalist devrim: Emperyalizmi nasıl yeneriz?” başlığıyla Kasım sonu gerçekleşecek teorik seminer için 3 temel bloktan oluşan 3 temel çalışma grubu oluşturuldu…”
“Hayatımda ilk kez kadınlarla böyle bir kamp geçirdim. İlk kez hizmet etmeden, kendimle vakit geçirdim ve çok keyif aldım. Birlikte bir şeyleri paylaşmanın ve zaman geçirmenin güzelliği çok güzel bir duygu. Birbirimizi daha iyi tanıma fırsatı bulduk, bundan çok mutluyum. Çalışma gruplarında yoktum ancak buradaki tartışmalarda bilgi almak ve konuşmak çok geliştiriciydi.”
“ …Biz kadın devrimi grubu olarak çoğumuz İstanbul’daydık. 3 toplantı yaptık, okumaları paylaşımlarla yaptık, metin ortaya çıkardık. Bunlar verimliydi. Buradaki organizasyona dair herkesin eline sağlık, her şey güzeldi.”
“Birlikte yaptığımız ve benim katıldığım ilk kamptı. Ben yapmazsam başka birileri yapar diyebilmek bana iyi hissettirdi... Ben ekoloji grubundaydım, hayatımda bu grupta olmasaydım belki hayatım boyunca ekoloji okuması yapmayacaktım. Bu geliştirici oldu. Önerim yılda bir kez kamp yapmak…”
“Ara ara böyle şeyleri yapmak iyi olur. MKA devam edecek, ilgimizi çeken ve çalışmak istediğimiz konuları sürdürebiliriz. Çalışma gruplarının böyle bir avantajı var. Ekoloji grubu verimli çalıştı. Hepimiz okuma yaptık ve notlarımız var. Notlarımızın hepsini derleyip bir broşür haline getireceğiz. Kamp da eğlenceliydi. Son günlerde 10a yakın iptal oldu ama daha kalabalık da olabilirdik. 9 yıldan sonra iyi bir deneyim oldu. Organizasyon konusunda da bir sorun yaşanmadı. Güzel bir kamp geçirdik.”
“Bu benim ikinci kampım. İlk kamp gibi çok zevkli geçti. O kamp daha uzundu, sunumları daha geniş konuşabiliyorduk. Beni görev alarak iş yapmaya zorlayan bir hazırlık süreci oldu. Okuduğun şeyi anlamayı ve anlatırken kafanda oturtmayı sağlayan bir yanı vardı. Çoğu sunumdan notlar aldım. Organizasyon konusunda hiç görev almadım. Herkesin emeğine sağlık, zor bir iş ve herkesin çabası var. Hiçbir sorun yaşamadan geldik ve en ufak sıkıntı olmadan burada kampı geçirdik. Herkesin sunumları hazırdı. En kısa zamanda görev aldığım bir kampın daha olmasını isterim.”
“Bizim böyle bir kampa ihtiyacımız var mı? Ben olduğunu düşünüyorum. Daha derinlikli teorik çalışmalar yaptığımız ve birbirimizle vakit geçirdiğimiz bu tür çalışmaların online ve birlikte yüz yüze olarak daha sık bir araya gelmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ekoloji grubundaydım, depremden sonra en yoğun çalıştığım şeydi. Çok keyif alarak çalıştım ve beni geliştirdiğini düşünüyorum.…”
“Öncelikle sizinle tanıştığım için çok mutlu oldum. İlk kampımdı, düşünmeyi üretmeme ve yaşamayı düşünmeme neden oldunuz. Hayatımda önemli bir noktada bu kamp benim için, hepinize teşekkür ederim.”
“Benim tek zorlandığım şey doğal yaşamdı. Kampın organizasyon ve çalışmalar açısından çok verimli geçtiğini düşünüyorum. Çadır kampı ilk deneyimimdi. Hazırlık sürecinde uluslararası konferans için oluşturduğumuz çalışma biçiminin çok verimli olduğunu düşünüyorum. Böyle gruplarla ve sonuç alıcı çalışmaların yapılmasını olumlu buluyorum. Hedeflediğimiz Nepal özelinde de birlikte vakit geçirmek açısından da her şeyi yaptığımızı düşünüyorum…”
“ Eka’da ilk kamp deneyimimdi. Biraz önyargım vardı. Ama geldiğimde aldığım verim çok güzeldi, bunu gördüm. Planlama için emek veren herkesin emeğine sağlık. Başta yapılan saat planlaması işlediği için tüm önyargılarım altüst oldu. Çalışmalar için de ben sadece okuyarak değil biri anlatınca ve üzerine çalışınca oturtuyorum. Ekoloji grubundaydım, ama her konuda tartıştık ve söz söyledik. Erkek yoldaşlara teşekkürler. İlk defa iş olarak da paylaşımımız için tek başıma yükü üstümde hissetmedim. Bu çok güzeldi. Hem eğitim, hem eğlenme açısından çok güzel oldu. Geldiğim için çok mutluyum, herkesin emeğine sağlık.”
“Organizasyon ve bilgi aktarımı yapan herkese teşekkür ederim. Benim hayatımda yaptığım ilk kamptı. Çalışmalar yaptık, konuşurken sorun yaşadığım için pek rol üstlenemedim. O konuda da ekibimdeki herkese teşekkür ederim, yardım ettiler. Hem eğlenip hem öğrendim. Kafamızda soru işaretleri berraklaştı. Yüzme dersi aldım, bu konuda da geliştim. Su korkumu yendim. Benim için birçok yönden verimliydi.”
“ Hepinize teşekkür ederim. Benim Eka ile ilk kampımdı. Çok güzel ve verimliydi…. Buraya geldiğimde kafam çok doluydu. Ama buraya geldikten sonra huzuru hissettim. Bugün nasıl geçecek, ne yiyeceğim, ne çalışacağım diye düşünmeden geçirdiğim güzel günlerdi. Herkese teşekkür ederim.”
“... Kamp organizasyonunu yaparken de erkek yoldaşların olması çok güzeldi rahat hareket ettik ve işleri düşünmeden çalışmalarda yer aldık, onlara teşekkürler”
“... Benim de ilk kampımdı. Tam da beklediğim gibi güzel geçti, komünal yaşamı kurduk. İlk günü kaçırdım ama sonraki iki gün çok verimli geçti. İnteraktif olması da öyleydi. Toplu kaldığımızda vegan olmamdan kaynaklı eleştirilme kaygım oluyor. Bunu hiç hissetmediğim için çok mutluyum. Ben kadınlar olarak yaptık diye mi bilmiyorum ama tam planladığımız gibi oldu.”
“Böyle bir kampı böylesi koşullarda başarıyla tamamlamamız çok güzel. Bunu bu disiplinle tamamlayan tüm yoldaşların emeğine sağlık. Keşke bir gün daha olsaydı. Hem güncel sorunları, hem Ekayı tartışmamızda çok daha verimli olurdu diye düşündüm. Kurultay sonrası süreci de konuşmamız için iyi olurdu bir eksiklik olduğunu düşündüm. Derslerden sonra şunu düşündüm: Eka bu 3 konuda da 3 broşür çıkarabilir. Hem bu kampın bir ürünü olarak çıkmalı hem de Ekanın yazılı çalışmaları olması açısından önemli.…”
“Herkesin ifade ettiği gibi verimli ve keyifli oldu. Genel eğilimimiz gibi ben de kampın başarılı geçtiğini düşünüyorum. Hedef ilk çevremizle kamp yapmaktı ancak temsilcilerimizin de bazıları gelemedi çeşitli nedenlerle. Nepal konularının hepsinde ayrı ayrı tartışmak çok geliştiriciydi ama ondan da önemlisi, günlük hayatın keşmekeşinde yapamadığımız birçok şeyi burada yapabildik. Hayatı birlikte örgütlediğimizde hissettiğimiz duyguya sahip çıkmamız gerekir. Herkesin emeğine sağlık, yaşasın kadın yoldaşlığımız.”









Yorumlar