Mısırlı yazar Neval El Seddavi görevi gereği Kanatır Cezaevinde bulunduğu sırada öğreniyor Firsevs'in hikayesini.
Firdevs idamına çok az kalmış bir kadın tutuklu. Yazar; Firdevs ile görüşmek, hayat hikayesini dinlemek istiyor fakat Firdevs görüşmeyi reddediyor. Yazarın birkaç girişimi sonucunda ikna oluyor ve anlatıyor hikayesini.
Firdevs daha doğarken yaşama yenik başlıyor. İnsan olarak bir değeri olmadığı gibi bir evlat olarak da değer göremiyor ailesinden. Kölelik şartlarında büyüyor.
Anne baba ölünce, amcası ilgileniyor Firdevs'le.
Derslerinde çok başarılı, çok zeki bir kız Firdevs. Öğretmeni dışında bunun kimse için bir önemi yok.
Amca; çevresi tarafından sevilen, sayılan bir din adamı. Fakat bu yeğenine cinsel tacizde bulunmasına, hatta yeğenini kendisinden çok çok büyük bir adamla evlendirmesine engel değil.
Firdevs her şeye, herkese boyun eğmek zorunda kalıyor. Bir süre sonra bu çekilmez hayatına kocasının dayakları da eklenince çareyi kaçmakta buluyor. Kaçmak da kurtuluş olmuyor Firdevs için. Karşısına çıkan iyi sandığı kişi de onu pazarlamak için bir odaya kapatıyor. Bedeni üzerinden para kazanıyor. Buradan da kurtulmanın bir yolunu buluyor Firdevs, fakat bu kez de aynı çarkın daha paralı haline yakalanıyor.
"Ben fahişe değilim. Ama çocukluğumdan beri babam, amcam, kocam, hepsi bana bir fahişe olarak büyümeyi öğrettiler."
Fakat dayanılmaz olduğunda buradan da kaçıyor. Kendisine ortaokul diplomasıyla normal bir iş bulup bir düzen kurmak istiyor ama tek başına bir kadın olarak, yaşadığı yerde bu mümkün olmuyor.
Yine erkeklerle birlikte oluyor fakat bu kez daha zengin olanlarla. Para kazanıyor ve kendi ayakları üzerinde durmayı öğreniyor.
Bu kez de onun üzerinden para kazanmaya çalışan biri çıkıyor ve ondan kurtulamıyor. Çünkü adamın polisten, devlet adamlarına kadar birçok üst düzey tanıdıkları var.
Adam Firdevs'i hem maddi hem manevi yönden sömürüyor. Hem parasını alıyor hem de bedenini. Firdevs bunlara daha fazla dayanamıyor, adamı öldürüyor. Tabi ki cezası idam oluyor.
"Bileklerime kelepçe takıp hapse tıktılar. Cezaevinde pencereleriyle kapısı hep kapalı duran bir odaya koydular. Benden neden bu kadar korktuklarını biliyordum. Çirkin gerçekliklerinin maskesini çekip almış, onların gerçek yüzünü ortaya koymuş tek kadındım. İnsan öldürdüğüm için değil, varlığım onları korkuttuğu için beni ölüme mahkum etmişlerdi."
"Bir süre önce onlardan biri gelip, 'Devlet Başkanı'na suçunun affedilmesi için dilekçe yazarsan, kurtulma şansın olabilir.' dedi. 'Ama ben kurtulmak istemiyorum.' dedim. Çünkü senin suç dediğin şey bence suç değildir."
"Bir daha dünyaya gelecek olsam yine öldürürdüm."
Okuyucuyu derinden etkileyen bir kadın hikayesi. Aslında bize çok da uzak olmayan kadın hikayelerinden. Sadece isimler farklı.
Mısır da Firdevs, bizim topraklarımızda; Nurcan, Seher ve adını yazamadığım yüzlerce kız kardeşim...
Havva
Comments