Teorik Derinlik Dünya Kadınlarının Gücüdür
- Dünyaya Başkaldırıyoruz

- 6 gün önce
- 5 dakikada okunur

26-29 Kasım / Nepal
Dünya Kadın Konferansı (WWC) 2. Teorik Semineri
Emekçi Kadınlar (EKA) olarak WWC’nin 2. Teorik Semineri için Nepal Katmandu’da dünya kadınları ile buluştuk. Üç gün süren teorik seminer için bir gün öncesinden Katmandu’da olduk.
Seminerin yapılacağı salona gider gitmez ilk işimiz eka bayraklarıyla süslediğimiz bir stant kur-

mak oldu. Bu standa Dünyaya

Başkaldırıyoruz kadın dergilerimizden bir çok sayıyı koyduk. Sonra el emeği olan cezaevinde devrimci kadın tutsakların ürettiği üretimleri de standa sergiledik. (Bu kadın tutsakların üretimleri çok ilgi gördü, kadınlar tarafından).

Kitaplarımız, broşürlerimiz de standımızda yerini aldı. Özellikle İngilizce olan İsrail üzerine olan kitabımız da Nepallilerin ilgisini çekti. Bizi tanımaya çalıştılar... Tabi bu arada el emeği birçok kadının birlikte hazırladığı “Dünyaya Başkaldırıyoruz” pankartımızı da astık uygun bir yere hemen.

Seminerin ilk günü, dünyanın bir çok yerinden gelen kadınların ve ev sahipliği yapan Nepalli kadınların da katılımıyla, büyük bir coşkuyla başladı. Seminer açılış konuşmalarıyla devam etti. Koordinatörler ve Nepal’li kadınlar, dünya genelinde kadınların yaşadığı ortak sorunlara değinerek teorik seminerin içeriğini, amacını ve tartışacağı konu başlıklarını aktardılar.
Günün ilk bölümü öğle yemek arasına kadar bu aktarımlarla ve açılış konuşmalarıyla geçti.

Açılış etkinlikleri bittikten sonra günün diğer yarısında 2. Teorik Seminerin ilk oturumu olan "Sosyal-ekolojik dönüşüm: Emperyalizmi Nasıl Yeneriz?" başlığı ile başladı. Emekçi Kadınlardan Merve “Ekolojik Felaketlerin Yükünü Kim Çekiyor?” başlıklı sunumunu yaptı. Bu oturumda toplamda beş sunum yer aldı. Sunumlar bittikten sonra Forum kısmı başladı.

Forumda dünyanın birçok yerinden gelen kadınlar ve Nepalli kadınlar ekolojik felaketlere ve kadına yönelik artan şiddete karşı mücadelemize dair sorunlarını ve görüşlerini aktardılar.
Seminerdeki sunumların ve forumun ardından kültür akşamı yapıldı. İlk kültür gecesi Gazze gecesi oldu. Burada Filistin için dayanışma duyguları, mesajları ve çeşitli etkinlikler paylaşıldı. Filistin halkı için yapılan kültür akşamında şarkılar, tiyatro, şiirler, danslar, halaylar eşliğinde Filistin halkının mücadelesi selamlandı.
Aynı zamanda kültür akşamında yurtdışı çıkış yasağı olduğu için seminere katılamayan WWC Ortadoğu Koordinatörü Emekçi Kadınlardan Songül Yücel’in selamlama videosu ile vize sınırlaması nedeniyle seminere katılamayan konferansın Filistin temsilcisi Mariam Abu Daqqa’nın videosu dünya kadınlarına ulaştırıldı. Bu videolar Gazze gecesinde dünyanın dört bir yanından gelen kadınlarla birlikte izlendi. Kadınlar; sınırları, yasakları, engelleri aşarak mücadeleyi birlikte büyüttüklerini kadın mücadelesinin önünde hiçbir engelin duramayacağını da gösterdiler...
28 Kasım Teorik Seminerin 2. günü, “Kadın Devrimi: Emperyalizmi Nasıl Yeneriz?” başlıklı oturumla başladı. Bu oturumda da beş sunum yapıldı ve bittikten sonra Forum kısmı ile devam edildi. Forum kısmında bizler de söz aldık. Emekçi Kadınlardan Esra konuya dair şu sunumu yaptı:

"Kadının özgürleşmesi, insanlığın tümden kurtuluşunun ayrılmaz bir parçasıdır. Kadının ezilmesinin tarihi, özel mülkiyetin doğuşuna dayanır. Bununla birlikte kadının bedeni ve emeği erkek mülkiyetinin bir parçası haline gelmiştir. Özgürleşmemiz özel mülkiyetin kaldırılması ve üretimin toplumsallaşmasıyla sağlanabilir. Bu da anti kapitalist bir mücadeleyi zorunlu kılar.
Bazı feminist yaklaşımların aksine Marksizme göre ataerki kapitalizmden bağımsız değildir. Kapitalist sistemde kadınlara tanınan haklar, onların ezilen cins konumunu değiştirmemiştir.
Kadınların örgütlenmesi, yalnızca erkeklerden değil, burjuva ideolojisinden de bağımsız olmalıdır.
Bizce, kadınların örgütlenmesi ve öncüleşmesi toplumsal devrimden ayrı değildir. Kadınlar, işçiler ve tüm ezilenler egemen sınıfa karşı birlik olmalıdır. Ve bu birlik, devrimci bir birlik olmalıdır.
Önemli olan sadece reformlar değil, sınıfları ortadan kaldıracak bir toplumsal sistemdir. Özgürlüğümüz ancak iktidar kapitalistlerin elinden işçi sınıfının eline geçince başlayacaktır.
Böylece özgürlük mücadelemiz mutlaka zafere ulaşacaktır!
Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz!"
Sonra yine Emekçi Kadınlardan Delal konuştu. Delal’de şunları söyledi:

“Kadınların özgürleşmesi, insanlığın tümden kurtuluşunun ayrılmaz bir parçasıdır. Şiddeti, eşitsizliği, sömürüyü arttıran emperyalist kapitalist düzen biz kadınlara hiçbir gelecek vadetmiyor. Emperyalizmi yenmeliyiz, ama nasıl yapacağız?
Karşımızda bütün zor aygıtlarıyla korunan emperyalist güçler var. Ancak kadınlar, dünyanın gözleyicileri değil, yıkıcı, devrimci bir güçtür. Var olandan daha ilerisini, eşit ve özgür bir dünyayı kurmamız için daha büyük çatışmalara girmek, her adımda çarpışmak ve kazanmak zorundayız.
Burjuva ideolojisinden ve onun kadınların öfkesini, isyanını düzen içinde tutmak isteyen bütün çabalarından dünya emekçi kadınlarını kurtarmalıyız. Kadınların devrimci enerjisini hükümetlerden hak talep etmeye indirgeyen feminist ideolojiye karşı kadınları günlük mücadelenin dar sınırlarından çıkarmaya, reform hedeflerinden daha ilerisini göstermeye, dünya emekçi kadınlarını sosyalizm mücadelesinde birleştirmeye ihtiyacımız var.
Savaşları, salgınları, açlık ve sefaleti, kadına yönelik her tür gericiliği, zulmü, şiddeti yok edebiliriz. Dünyanın her yeri kadınların, dünya emekçi halklarının, ezilen uluslarının isyanıyla çalkalanıyor. Böylesi bir dönemde her yerde emekçi kadınların eylemlerini, dikkatlerini sosyalizme, sosyalist iktidar mücadelesine yöneltmek, birleştirmek, ‘dünyadaki devrimci durumun bilincinde olarak’ harekete geçirmek, tek tek ülke devrimci, komünist partilerinin ve kadın örgütlerinin en önemli sorumluluğu olduğu kadar, enternasyonal birliğimizin de görevidir.
Özgürlüğümüzle, toplumsal eşitliğimizle aramızdaki tek engel emperyalist-kapitalist sistem ve faşizmdir. O nedenle emekçi, yoksul, işçi tüm ezilen kadınları emperyalist kapitalist sisteme, faşizme karşı devrimci mücadeleye çağırmak ve devrimci iktidar bilinci vermek bugünün en önemli tarihsel görevidir. Bu büyük görevde hepimize başarılar diliyorum yoldaşlar. Mutlaka kazanacağız.
Yaşasın enternasyonal kadın mücadelemiz!”
Forumlarda aynı zamanda dünyanın birçok yerinden gelen kadınlar da sunumlar yaptı. 2. oturumda 3 saatlik sunum ve oturumlardan sonra bitirildi. Seminerin son oturumu ise, "Sosyalist Devrim: Emperyalizmi Nasıl Yeneriz?" başlığında yapıldı. Bu oturumun forum kısmında da söz aldık. Burada da Emekçi kadınlar adına Merve söz aldı ve sunumunu yaptı.

“Kıran kırana bir savaşın içindeyiz; bir yanda emperyalistler ve her geçen gün tekellerini dolduran işbirlikçi kapitalistler; diğer yanda bütün bu kıyıma karşı dünya işçi sınıfı, emekçi halkları, ezilen ve sömürülen milyonlar var. İki safa ayrılmış bu savaş emekle sermaye arasında, kapitalizm ile sosyalizm arasındaki savaştır.
21. yüzyıla girdiğimizden bu yana, dünyanın her yerinde halklar emperyalist kapitalist sisteme karşı ayaklanmalara girişti. 2001’de; CIA’in eğittiği, örgütlediği dinci faşist El-Kaide örgütü 2 uçakla New York’ta Dünya Ticaret Merkezi’nin olduğu İkiz Kuleler’e intihar saldırısı düzenledi. Ve emperyalist kapitalist sistemin işçi ve emekçilere, halklara, ezilenlere, göçmenlere yönelik savaşı olan 3. Dünya Savaşı başlamış oldu. Bu savaşın ve ABD, NATO ve tüm emperyalistlerin amacı dünya proletaryasını yenilgiye uğratmak ve sosyalizmi yeryüzünden silmektir.
Bu savaşı kazanmak için iki temel görevimiz var: Birincisi, emperyalist yıkım savaşına karşı çıkan bütün güçleri anti-emperyalist, anti-faşist bir zeminde birlik olmaktır. İkincisi, her gerçek enternasyonalistin kendi ülkesinde devrimi başarma görevidir.
Adına Yeni Evre dediğimiz ve işçilerin, emekçilerin ayağa kalktığı bu dönemde, emperyalist kapitalist sistem gelişmesinin son noktasına kadar dayandı ve artık çöküş evresine girdi.
Böyle bir evrede, emperyalizm varlığının devamı için nükleer saldırılara ve daha birçok saldırıya başvurabilir. Bir tarafta, insanı ve dünyayı yok oluşa sürükleyecek nükleer yıkımlar ve savaşlar; diğer tarafta ise gelişen bir devrimci durum ve iç savaş var. Bu koşullardan çıkış, ya devrimlerle sosyalizmin yolunu açmak olacak ya da çürüme ve çöküş tüm toplumu yok edecektir.
İnsanlığın kurtuluşunu sağlayan yeni bir çağın eşiğinde bir kez daha söylüyoruz:
Ya sosyalizm, ya ölüm!” şeklinde oldu Merve’nin de sunumu.

Seminerin ikinci günü konular bitirilmiş oldu. Akşamında yine kültür gecesi ile etkinlik devam etti. 28’i akşamı kültür etkinliğinde Türkiyeli kadınlar olarak da ortak bir parça söyledik. Afrikalılar tiyatro gibi bir etkinlik yaptılar, Rusya’dan gelen arkadaş Sovyetler Birliği ile ilgili yarışma yaptı, ona da katıldık, eğlenceli geçti. Pek çok başka etkinlik, şiir, müzik de yapıldı. Sonra danslar da yapıldı. 2. gün aynı zamanda etnik kıyafetler giyilmişti. Onlarla güzel danslar da yapıldı. Danslar ve halaylarla bitirildi kültür akşamı. Yalnız şunu belirtmeden geçemeyelim, halayımız dünya kadınlarının da ilgisini çekti ve herhalde bu zamana kadar ki en enternasyonal halay oldu.
Teorik Seminerin son gününde de günün ilk yarısında Nepalli kadınlar kendi mücadele tarihlerini anlattıkları bir forum oldu. Açıkçası bizler de Emekçi Kadınlar olarak Nepalli kadınların mücadelelerini merak ediyorduk. 3. günün ilk yarısı bu şekilde bitirildi. İkinci yarısında da yine forumda çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Seminerin sonuç bildirgesi oluşturuldu ve okundu.

Seminerin son günü aynı zamanda tahliyesi 3. defa ertelenen 31 yıldır tutsak bulunan Elif Yaş’ın mücadelesini ve yaşadığı süreçle birlikte Türkiye zindanlarında yaşanan infaz ertelemeler, infaz yakmalar meselesini dünya kadınlarının gündemine de taşıdık. Farklı farklı grupların isteği ile onlara Bakırköy Cezaevinde bulunan tahliye edilmesi gerekirken edilmeyen Elif Yaş ile ilgili röportaj verdik.

Son gün konuşmalar ve değerlendirmelerin ve sonuç metninin ardından tüm organizatörlere, kadın örgütlerine, çeviri ekibine ve üç gün boyunca salonda çalışan işçilere yemeklerimizi yapanlara teşekkürlerle sonlandı. 3 gün boyunca salonda her türlü işi yapan bizim için çalışan herkes kürsüye çağrıldı. Seminer için bastırılan çantalar hediye edildi çalışanlara ve alkışlarla müzik eşliğinde seminer bitirildi. Yine sonunda farklı kültürlerin farklı danslarına bizler de eşlik etmeye çalıştık ve tüm coşkumuzla 4. Dünya Kadın Konferansında buluşmak üzere... birbirimize veda ederek ayrıldık....






Yorumlar