Egemen sınıfın düşüncesi olan egemen düşünce toplumun ve kadınların üstündeki etkisini sürdüremez durumda. Burjuvaziye ve erkek egemenliğine hizmet eden eski düşünce ve eski değerler, her yerde kadınların saldırısına uğruyor: Kadınlar, ezilmişliklerini ve eşitsizliği her gün yeniden üreten egemen düşünceye, eski değerlere saldırırken diğer yandan sosyalizme, devrimci düşüncelere tutkuyla kucak açıyor.
Proletaryanın sınıf savaşı tarihi devrimler ve bir toplumsal sistem olarak sosyalizm tarihi, kadınların kurtuluş kavgasının deneyimleri, kadınların kurtuluş ve eşitlik kavrayışını, bilincini derinleştirdi. Kadınlar, kendi özgürleşme mücadelesine, feminizmden daha ileriden bakıyorlar. Kadınların kurtuluşunun, devrimle, toplumun köklü dönüşümüyle, sosyalizmle olan bağını doğru olarak ortaya koyuyorlar.
Kadınların bilincinde köklü değişim olması, kendini örgütlenme ve mücadele de (etkinlikte) yansıtıyor. Kadınların bilincindeki büyük değişim anlaşılmadan, kadın hareketinin bugünkü eğilimi ve yönelimi doğru olarak kavranamaz. Kadınlar, ezilmişliklerine ve kurtuluşlarına daha açık bir bilinçle bakıyorlar. Bilinç açıklığı yalnızca mücadelede ileri, tutarlı devrimci kadınlarla sınırlı değil, sıradan kadınlar içinde geçerlidir. Dolayısıyla daha büyük kadın kitleleri bugünkü topluma karşı mücadeleye yöneliyor.
Kadınların kurtuluş kavgasına eylemlere, isyan ve ayaklanmalara katılan kadınlar, sosyalistlerle, örgütlü olanlarla sınırlı değildir. Kadınların gücü, bunu aşan bir kadın kitlesinden oluşuyor. Bu durum, mücadelede büyük bir gelişmedir. Kadının kurtuluş mücadelesi ve toplumsal devrim öncüyü aşıp bir kitle gücünü harekete geçirdiğinde başarıya ulaşır. Bu güç oluşmuştur. Bu durum, devrim düşüncesinin kadın özgürlük düşüncesinin, kitlelerin içinde ne kadar kök saldığını ve geniş kitleleri etkilediğini ortaya koyuyor. Eylem halindeki güç daha büyük bir kitleyi harekete geçirebilir. Bundan böyle, isyanlar ve ayaklanmalar daha büyük kadın gücüne dayanacaktır.
Kadınlar daha etkin olmak, harekete örgütsel biçim vermek için belli bir çaba harcıyor. Bu yönde bir dizi örgüt, platform veya dayanışma ağı kuruldu. Bunlardan bazıları nicel bakımdan güçlü yapılar durumuna geldi. Bu yapılar, bir güç oldular, fakat ileri, devrimci hedefleri olan bir güç olamadılar. Kapitalizmin ötesine geçen hedefleri yoksa özel mülkiyete dokunmadan birtakım iyileştirmelerle sınırlarlar kendilerini. Hareket, devrimci hedefleri varsa ileriye gider. Bundan yoksun örgütler, yozlaşmaktan ve dağılmaktan kurtulamazlar.
Uzun zamandır süren kadın mücadelesi, büyük bir eylem dalgasına dönüştü. Dönemin öne çıkan görevi mücadele dalgasına itiş vermek daha da büyütmek ve kadınların devrimdeki etkisini artırmaktır. Kadın örgütünün görevi bu dalgayı daha ileri taşımaktır. Bu, yapılmazsa, büyük mücadele dalgası, bir süre sonra geri çekilir. Fakat reformist çerçeveyi aşmayan kadın örgütleri platformları eylemleri yükseltmek yerine, eylemlerde dalgakıran rolü oynuyor. EŞİK (Eşitlik İçin Kadın Platformu) ve birlikte ortak bir etkinlik düzenleyen 12 ülkeden kadın örgütleri yayınladıkları sonuç bildirisiyle, kadınların dünyada yükselen büyük başkaldırısında dalgakıran rolü oynuyorlar. Sonuç bildiri, devletleri, hükümetleri kadınlara yönelik adımlar atmaya ve imzalanan sözleşmeleri uygulamaya çağırıyor. Oysa, kadınlar dönüp devletlerin, egemen olanın ağzına bakmıyor. Açıkça ilan ettiği istemleri ve hedefleri yönünde dünyayı alt üst ederek ilerliyor. Kadın hareketleri bu yönde ilerlemeli, daha ileride olmalıdır.
Kadınların kurtuluş kavgası, üstü örtülü değil, açıktan açığa yürüyen gerçek bir savaştır. Bu, eski topluma karşı kadınlarla sürdürdüğü uzun iç savaştır. Kadınların, barikatın bu tarafında tüm devrimci güçlerle birlikte, fakat kendi istem ve hedefleriyle verdiği bir savaştır. İstemleri hedefleri açıkça ilan edilmiş ve bu uğurda bir kapışmaya tutuşulmuştur.
Kadın hareketi kesinlikle kazanmayı amaçlıyor. Kazanmak isteyen her güç, davasının başarısı için müttefik kazanmak ister. Geçen yüzyıldan bu yana gerçekleşen devrim deneyimleri, kadınların özgürlüğünü müttefikleriyle birlikte elde ettiğinin zengin örneklerini veriyor. Bizde, kadınların kurtuluş kavgasında müttefikleri devrim güçleridir, halk demokrasisi ve sosyalizm uğruna savaşan güçlerdir.
Kadınların kurtuluşu ve insancıl bir topluma ulaşma biçiminde bir hedef, işçi sınıfının da hedefidir. Kadınlar hedefine varmak için nasıl işçi sınıfı ve diğer devrimci güçlerle birlikte hareket etme politikası izlemek durumundaysa, aynı şekilde, işçi sınıfı da devrimci hedef için kadın hareketiyle birlikte savaşma siyaseti izlemelidir. Zafere ulaşmak isteyen ve insanlığın kurtuluşu için mücadele eden devrimci bir sınıf, meslek darlığı bakış açısından kurtulmalıdır. Halkın ve devrimin önderi olan bir sınıf, hiçbir şekilde kadınların istemlerine ve kurtuluş kavgasına kayıtsız kalamaz. Devrim kadınların kurtuluşunun önkoşuludur. Kadınların kurtuluşu ve eşitliği de işçi sınıfının kurtuluşunun temel koşuludur. Kadınlar özgürleşmeden işçi sınıfı kendini özgürleştiremez.
Her bilinçli, mücadeleci kadın devrim uğruna mücadele sürecinde olsun, devrimde ya da devrim sonrasında olsun, mücadelede kendi bağımsız kişiliğini geliştirir ve teoride olayların değerlendirilmesinde kendi bağımsız kavrayışını ortaya koyar. Sosyalizm kadının, her bireyin kendi bireyselliğini geliştirme olanakları sunar. Kadının etkin ve bağımsız mücadelesi toplumun köklü dönüşümünün itici gücüdür.
Kadınlar içinde bulundukları duruma karşı haklı bir tepki içinde. Tepki, yalnızca, kendi durumlarına karşı değil, toplumsal sisteme duyulan bir tepkidir. Tepki, burada kalmayıp toplumsal sistemin reddedilmesine kadar gidiyor. Tepki, ilk planda feminist hareketlere kanalize oluyor. Fakat, feminizm bugünkü sermaye toplumunun reddine gitmez. Çünkü onun çözüm çerçevesi, bu toplumun zeminleridir. Kadınlar bu toplumu reddedişleriyle, feminizmin ufkunun ötesine geçmiş oluyorlar.
Bugünkü toplumun daha ilerisine geçmek için, öncelikle, bu toplumun reddedilmesi gerekiyor. Kadınların kurtuluşuysa, bugünkü toplumun yerini daha ileri, daha iyi bir toplumun almasıyla gerçekleşir. Bu, tastamam devrimci bir mücadele çizgisidir.
Burjuva toplumun sosyal yapısı, topluma dar geliyor. Çağdaş üretici güçler, bu dar sosyal yapıyla çatışma içinde. Bu dar yapıyı aşmak için, köklü bir toplumsal dönüşüm zorunludur.
Eski sosyal yapı gelişmekte olan yeni kadın erkek ilişkilerine de dar geliyor. Kadınlar her alanda bu dar yapıyla çatışma halinde. Eski yapının varlığının sürmesi, kadınlar için ölümcül sonuçlar yaratıyor. Fakat aynı sosyal yapı, bağrında kendi yıkılış dinamiklerini ve yeni bir geleceğin öğelerini de taşıyor. Tam da, toplumun bağrındaki tüm devrimci kuvvetleri sonuna kadar harekete geçirme zamanı.
Toplumun devrimci güçleri; kadınlar çatışa çatışa ilerliyor ve çarpışa çarpışa varacaklar yeni bir geleceğe. Çarpışma, ömrünü doldurmuş ve insanların umudunu tükettiği bir dünya; diğer tarafta umut dolu, doğmakta olan yeni bir dünya. Bizim kazanacağımız açık değil mi?
Comments