top of page

Özgürlük Bağışlanmaz Eylemle Kazanılır


Edilgen Değil Etkin Bir Güç


Kadınlar, dünyanın etkinliği olmayan gözleyicileri değil, etkin, yıkıcı, devrimci bir güçtür. Kadınları, ezilmişlikleri ve eşitsizlikleri karşısında, edilgen olarak gösteren anlayışları eleştirdik. Bu değerlendirmenin gerçek durumu yansıtmadığını, temelsiz olduğunu gözlerin önüne serdik. Somut, güncel toplumsal olgu, kendi gelişmesi içinde daha çok dikkate alınır oldu.

Olgu kendi bütünlüğü içinde ele alınmadığı için, gerçek durum doğru olarak yansıtılmadı. Kadınlara yönelik baskı, şiddet, katliam, kadının nasıl ezildiği ayrıntılarına kadar ortaya kondu. Fakat, buna karşı yükselen kadınların başkaldırısına daha ikincil planda yer verildi. Oysa çok iyi bilinen ve birçok yönüyle araştırılan yakın tarih, kadınların isyanlarıyla doludur. Kadınlar, kendilerine yapılanlara, ezilmişliklerine, eşitsizliklerine sessiz kalmadılar. Seslerini, mücadeleyle, duyurdular. Dünya bu eylemlerle çalkalanmıştır. Kadınları dünya, toplum ve kendi konumları karşısında edilgen göstermek, tarihi yoksullaştırmaktır. Kadınların mücadelesi dışarda tutulursa, geriye yoksul bir tarih kalır. Kadınların nasıl etkin bir güç olduğunu, öğrenmek istiyorsanız, 19. yüzyıldan buyana olan sosyal mücadeleler tarihine bakmanız yeterli. Kadınların mücadeleciliği yalnızca dünyayı ve tüm toplumu ilglendiren sorunlarla sınırlı değildir. Kadınlar, kendi kurtuluş kavgasının da etkin bir gücüdür. Kadınlar olmadan devrim gerçekleşmez, devrim olmadan kadınlar kurtulamaz ifadesi, sloganı yalnızca soyut bir formülasyon değil, yakın tarihteki devrimlerin bir olgusudur, bir gerçeğidir. Zafere ulaşan bu toplumsal devrimler, kadınların kurtuluşunu ve işçi sınıfının kurtuluşunu içerir.


Radikal Dönüşüm


Şimdiye kadar, kadınların etkin bir güç oluşunu çeşitli yönleriyle ortaya koyduk. Kadın hareketini kendi gelişimi içinde analiz edersek, gerçek durumun bunun daha ilerisinde olduğunu görürüz. İleri nokta kadınların radikal dönüşümüdür. Dönüşüm, kapitalizme ve erkek egemenliğine karşı verilen mücadelede, bu mücadele sürecinde gerçekleşen dönüşümdür. Dönüştürme kavgasında dönüşmektir. Devrimci eylemin dönüştürücülüğüdür. Eylem iki yönlü dönüştürücü rol oynuyor: Toplumu dönüştürmek ve bu eylemi yapanların kendilerini dönüştürmesi. Dönüşümü sağlayan eylem, mücadele işçi sınıfının kurtuluşu ve kadınların kurtuluşu hedeflidir. Mücadele bu bütünlükten koparıldığı zaman, kadınların mücadelesi kadın olmaktan ileri gelen sorunların çözümüne indirgenmiş olur. Kadınların mücadelesini bu dar sınırlara kapatmak, kadınların kurtuluşunu olanaksız hale getirir. Kadınların kurtuluşu politik mücadeleyi gerektirir. Politik mücadeleyse toplumun bir grubuna yönelik değil, toplumun tüm sınıf ve gruplarına yönelik olarak verilir. Bu bağlamda verilen eylemler özgürleştiricidir. Proletaryanın sınıf mücadelesi tarihi ve sosyalizm tarihi, ezilen ve sömürülenlerin politik mücadelesinin, kendilerini özgürleştirmesinin deneyimleriyle doludur. Sosyalizme geçişle birlikte, kadınların ulaştığı özgürlük derecesi, mücadeleci erkekler tarafından kadınlara hediye edilmedi. Kadınlar devrimde etkin olarak yer alarak, eylem içinde, eylemle elde edildi.

Yeni bir dünya kurma uğruna mücadelede kadınların ve diğer ezilenlerin, sömürülenlerin bilincinde radikal bir değişim oldu. Değişim, bir durumdan başka bir duruma doğrudur. Sadece nicel değişimi değil nitel dönüşümü de kapsar. Ulaşılan bilinç, basit bir protesto bilinci değil, yeni bir dünya kurma bilincidir. Devrimci politik bilinçtir. Marksist dünya görüşüne dayanan bir bilinçtir. Kadınlar, dünyayı devrimci yoldan değiştirme uğruna verdikleri uzun süreli mücadeleden geçerek, zengin bir deneyime, ileri bir teorik-pratik birikime dayanarak, devrimci politik örgütlenmeyle, yüksek devrimci bir bilinçle ve dünyayı değiştirecek denli hazır duruma geldiler. Bu mücadele çoktan başladı, sürüyor.


İsyan Bir Savaştır

Bu 8 Mart’a kadınların isyanı dendi. Biz, yapılan eyleme isyan diyoruz. Bu kavramı, gerçek politik ve pratik anlamıyla kullanıyoruz. Birçok çevreyse, bunu bilinçsizce kullanıyor. Basit bir tepki olarak değerlendiriyor. Kadınların isyanı, yakın zamanda küresel çapta görüldüğü gibi, birçok ülkede ayrı ayrı da gerçekleşiyor. Türkiye ve Kürdistan’da ise sık sık gündeme geliyor. Şimdi isyanın gerçek anlamını verirsek, kavramı politik ve pratik eylem açısından ele aldığımızda, isyan da bir savaştır. Bütün toplumsal-sınıfsal çatışmaları barışçıl yoldan aşmak isteyenler, bu tanıma tepki göstereceklerdir. Ezilenlerin ve sömürülenlerin, ezen ve sömüren güce karşı isyanı bir savaştır. Bu, 20. yüzyılın başlarında ezilen ulusların, mesela İrlanda’nın isyanı sırasında tartışmış ve bir savaş olduğu kabul edilmiştir. İsyan, ayaklanma bir savaştır. Bu, bir iç savaş olduğu gibi, ezilen ulusun ezen ulusa karşı bir savaşı da olabilir. Marksist-Leninist literatürde ayaklanma, iç savaş olarak tanımlanır. Demek ki, isyan ve ayaklanmayı, genel olarak başkaldırıyı öznel olarak istediğiniz gibi kullanamazsınız. Kavramı, gerçek anlamıyla kullanmalıyız.


İsyan Bu Topluma Karşı Bir Savaştır


Kadın bu toplumda eziliyor ve sömürülüyor. Kuşkusuz, kadın sadece bugünkü özel mülkiyet toplumunda ezilmiyor. Geçmişin tüm sınıflı toplumlarında eziliyordu. Ama artık eski toplumlar ortada yok. Kapitalist toplum, yerini aldığı toplumun tarihsel eleştirisini yapmıştır. Sosyalist toplum da, kapitalizmin yerini ona bıraktığı bir toplum olarak, kapitalizmin tarihsel eleştirisini yapmış olacak ve birçok yerde bu eleştiriyi yapmıştır. Şuan ele aldığımız toplum, bu toplumdur. Emekçi halkı, kadınları ezen bu sömürü ve baskı toplumudur.

Dolaysıyla ezilenleri ve sömürülenleri özgürleştiren toplumsal devrim, bugünkü özel mülkiyet toplumuna karşı verilebilir. Başka bir deyişle, devrim, egemen üretim biçimine karşı yürütülebilir. Ezilenleri, emekçileri baskı altında tutan ve onlarda insanca koşullara dair özlem yaratan bu toplumun kendisidir. Kadınlar özgürleşmeyi ancak bu topluma karşı kazanabilirler. O halde, kadınların isyanı, bu topluma yöneltilmiş yıkıcı ve devrimci bir savaştır. Bu, bir iç savaştır. Tarihin en uzun iç savaşıdır. Özgürlük, bu savaştan doğar. Savaşın tarafımızdan kazanılmasıyla, elde edilir. Bu toplumun devrimci tarzda dönüştürülmesi, temel devrimci hedeftir. Güncel bir görevdir.


Eylem Tarafından Sürüklenmek


Feministler, savaşa karşı oldukları halde, nasıl kendi tercihleri dışında, bir savaş olan isyana başvurmak zorunda kalıyorlarsa, dolayısıyla. Kendi görüşleri bir kenara atmak zorunda kalıyorlarsa, aynı biçimde devrimden yana olmadıkları halde – devrimci kavgadan bu yüzden uzaklaştılar – devrime akan eylemler tarafından, devrime doğru sürükleniyorlar.

Eylem yaparken, istedikleri şey, bir çatışma değil, barışçı, ılımlı, düzeni aşmayan taleplerini dile getirdikleri düzgün bir gösteridir. Onlar bu niyetle eyleme başlarken, işler hiç de istemedikleri bir noktaya çatışmaya varıyor. Böylece, bir kez daha kendi istekleri dışında kendilerini çatışmanın orta yerinde, hatta çatışmaya katılmış bulunuyorlar.

Bunun böyle olmasının nedeni, içinde bulunduğumuz toplumsal koşullardır. Bunlar öyle koşullar ki, temelindeki çelişkilerin keskinleşmesiyle, daha şiddetli çatışmalara elverişli duruma getiriliyor. Bu koşullarda, bırakalım daha ilerisini, en sıradan bir hak elde etmek için bile, sistemle çatışmaya girmek gerekiyor. Kadınlar, diğer emekçiler, sürekli, sistemle, onun kurumlarıyla çatışma içinde oldular. Hak adına kazanılan ne varsa hepsi büyük mücadelelerle elde edilmiştir. Varolan, elde edilenlerden daha ilerisini elde etmek için, daha büyük çatışmalara girmek, adım başı çarpışmak ve bütün bunları göze almamız gerekiyor. Kurtuluş yolu bu şekilde, ancak bu şekilde açılır.

Olayların karşılıklı etkileşimi ile yeni olaylar gelişiyor. Her eylem, yeni eylemlere yol açıyor. Şayet, görüşlerin gelişmeyi ve değişimi karşılamıyorsa, sen olanlara müdahale edecek bir konumda değilsin. Fakat olaylar seni ardından sürükler. Sonunda kendini istemediğin noktada bulursun. Ama sürecin gelişimini ve değişimi karşılayacak görüşler ileri sürebiliyorsan, o zaman, eylemci kitleler, senin görüşlerini maddi güce dönüştürür. Kadınların eylemleri ve isyanı, Dünyaya Başkaldıran Kadınların görüşlerini hayata geçiriyor.

Feministlerin önlerine koydukları hedefler, o kadar sınırlı ki, büyük eylemlerin, kadınların ayaklanmasının çok gerisinde kalıyor. Başkaldırı sürekli eylem hali, daha büyük, kadınların kurtuluşunu ortaya koyan hedeflere yönelik yapılıyor. Büyük amaçlar olmadan, hiç kimse kadın hareketini bu kadar uzun süre sürdüremez. Yani, eyleme geçen kadınların düşüncesinde reformist-feminist harekete rağmen büyük amaçlar taşıyorlar. Kadınları harekete geçiren büyük amaçlardır.

Ezilenlerin ve sömürülenlerin büyük amaçları ancak, mücadele varolan düzeyi aşıp en ileri noktaya vardığında gerçekleşir. Mücadelenin şiddetlenmesi ve en uç noktaya varması reformist hareketlerin en istemediği şeydir. Bu, daha büyük ve daha açık bir kapışma demektir. Gerçek, tam, eksiksiz özgürlük çaktırmadan gerçekleşmez. Sosyalizme çaktırmadan geçilmez.


Sözler Eylemleri Yansıtmıyor


Reformist kadın hareketinin genelde, kadınların özgürlük mücadelesi özelde de somut eylemler üstüne yaptıkları değerlendirmeler, o kadar yüzeysel ki, eylemin kendisini yansıtmaktan çok uzak. Öncelikle, kadınların toplumdaki konumu ve mücadelesine yönelik ciddi, zahmetli uzun soluklu çalışma gerektiren bir çabaları yok. Bu sorunda dikkate değer bir görüş geliştiremiyorlar. Ama tüm sığlıklarına karşın, çok laf ediyorlar. Böylesi lafların teorik değeri olmadığını söylemeye bile gerek yoktur. Kendilerince bazı görüşler ortaya koyuyorlar, fakat bu görüşlerde görüş yok. Görüş olmayınca, ya kendi dışında üretilen görüşlere başvuruyorlar ya da söyleyecek fikirleri olmadığı için lafı dolandırıyorlar. Düşünün çeşitli kadın örgütlerini, platformlarını temsil ediyorlar, ama kayda değer bir şey ileri süremiyorlar. Bu denli anlamsız içeriksiz, boş lafı biraraya getirmekte uzmanlaşmışlar.

Emekçi Kadınlar – EKA – Dünyaya Başkaldıran Kadınlar başka bir düzeyi, ileri devrimci bir düzeyi, ileri nitelikleri, yüksek devrimci bilinci temsil ediyor. Hareket bu insanların öncülüğünde büyük amacı gerçekleştirir.


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commenti


EKA3-01.png

dünyaya başkaldırıyoruz!

© 2023 by RAFTER'S. Proudly created with Wix.com

bottom of page