“güneş nasıl ışımak, ırmak nasıl akmak ve kuş şakımak zorundaysa, ben de, savaşmak zorundayım.”
Clara Zetkin,Almanya'nın Saksonya eyaletinde dünyaya geldi. Daha çocuk yaşta okumaya meraklıydı ve öğretmen olmak istiyordu. O dönemlerde kızların okuyup yüksek öğrenip görmeleriyle devlet pek ilgilenmiyordu. Fakat o öğretmenlik kursu almayı başarır. Leipzig'deki kurs döneminde Clara, orada öğrenim gören bir grup Rus öğrenciyle tanışır. Onların devrimci düşüncelerinden etkilenir. Leibzing öğretmen okulunda tanıştığı marksizm onun için artık bir yaşam biçimi olmuştur.
Rus öğrencilerden biri olan Ossip Zetkin, Clara'nın en yakın arkadaşı ve dostu olur. Daha sonra evlenirler. 1885'te iki oğulları Maksim ve Kostya dünyaya gelir. Kısa bir zaman sonra Ossip Zetkin ağır hastalanır. 1889'un Ocak ayı sonunda ölür.
Alman Komünist Partisi’nin, Uluslararası Komünist Hareketinin ve Kadın Hareketinin özverili, çalışkan ve yaratıcı önderidir. Clara Zetkin henüz gencecik bir kadın iken marksizmle tanıştı ve son nefesine kadar marksizme bağlı kalarak mücadelesine devam etti. Özellikle kadın sorununa duyarlı olan Clara bu uğurda hem burjuvaziye karşı hem de proletarya içindeki yanlış düşüncelere karşı yılmadan mücadele etti.
Ezilenlerin ezileni olarak gördüğü kadının kurtuluşunun kilit noktası olarak kadının devrimci siyasete ekilmesi, partide, sendika da ve tüm toplumsal kurumlarda yer alması gerektiğini savundu. Kadınların kurtuluşunun ancak işçi sınıfının kurtuluşuyla mümkün olduğunu düşünen Clara “burjuva hanımlarıyla, proleter kadınları birleştiren sözümona “kardeşlik” sevgi gevezelikleri materyalist tarih anlayışının kovasında sabun köpükleri gibi patladı” sözleriyle feministlerle olan net ayrımını ortaya koydu.
Clara Alman Sosyal-Demokrasi’sinin kadın gazetesi “Eşitlik”in 25 yıl boyunca yönetimini üstlendi. Bir yandan sınıf mücadelesinin orta yerinde kavgayı sürdüren Clara bir yandan da hasta eşi ve iki küçük oğlunun da sorumluluğunu üstlenmişti. Koşullara kendini mahkum etmemiş, koşullara rağmen, onları zorlayarak mücadeleye atılmıştı, hem de en ön saflarda.
1917 Ekim Devrimi’ni coşkuyla karşılayan Clara, “Ekim Devriminin dev cüssesi önü-müzde duruyor. Ateşli soluğu proletaryaya haykırıyor. Varım, varolacağım, beni izleyin!” dedi.
Yaşamının son yıllarını Moskova yakınlarında bir senatoryumda hastalık ve yaşlılıktan felç olmuş bir şekilde ama beyni ve yüreği enerji dolu olarak geçirdi. 20 Haziran 1933’te 76 yaşında mücadele ve çalışmayla dolu yaşamı sona erdi.
75 yaşında hasta halde katıldığı Reichtag’ın açılışında “...faşizmin tüm ülkedeki karşıtları! Kanlı zulümle, terörle, açlık ve savaşla birleşmiş faşizm parça parça edilip yere serilmeden aramızdan hiç kimse dinlenme ve mola verme hakkına sahip değildir.” diye haykırdı.
Comments